ويكيبيديا

    "bir jest" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لفتة
        
    • بادرة
        
    • مبادرة لطيفة
        
    • إيماءة على
        
    • البادرة
        
    Tabii canım, hazır bayramken güzel bir jest olmuş olur. Open Subtitles نعم ، إنها لفتة لطيفة مع الأعياد وكل هذا الأمر
    George, sana söylemeliyim, bu gerçekten hoş bir jest. Open Subtitles جورج يجب علي ان اخبرك ان هذه لفتة جميلة منك
    Bu çok şirin, Greg. Hoş bir jest değil mi? Open Subtitles هذا لطف منك يا جريج ،أليست هذه لفتة رائعة؟
    Bakın, biliyorum bu onu geri getirmez fakat bu sadece bir jest olsun. Open Subtitles انظر, أعرف أن هذا لن يعيده للحياة و لكن اليك هذه بادرة حسنة
    Bunu bir jest olduğunu fark etmen hoşuma gitti. Open Subtitles أنا منبهرة بأنك تدرك كم هيَ مبادرة لطيفة.
    Aidan'ın açılışında insan içinde karşılaşma riskini göze almayacağımdan, en azından bir jest yapayım dedim. Open Subtitles لأنني لم أكن مستعدة لأي إحراج عام مع (إيدان) أردت أن أترك إيماءة على الأقل
    Öyle küçük bir jest için oldukça pahalı bir hediye. Open Subtitles الهدية هي مكافأة مفرطة لمثل هذه البادرة الصغيرة
    Ve neyse ki, kurabiye olmadığı zamanlarda tenimize değen tanıdık bir el ya da sevgi dolu bir jest de rahatlamamızı sağlar. Open Subtitles و لحسن الحظ عندما لا يكون هناك بسكويت لازال بإمكاننا أن نجد الأمان في يد مألوفة على جلودنا أو لفتة تدل على محبة
    Senin açından iyi bir jest olur diye düşünüyordum. Open Subtitles إنها كلمة قوية امم, أنا اعتقد فقط بأنها ستكون لفتة طيبة من جانبك
    Fransız Hükümeti senden, bir jest bekliyor Open Subtitles الحكومة الفرنسية تنتظر لفتة لطيفة على اراضيها
    Yeniden şovalyeliğe yükseltilmesi gerçekten çok güzel bir jest. Open Subtitles حسنا, إن إعادة لقب فارس له هي لفتة جميلة جدا
    Müşterilerimize ufak bir jest. Yüzlerdeki gülümsemeyi düşürmemek için bir hediye. Open Subtitles أنها لفتة صغيرة لعملائنا هدية من أجل البهجة
    Bu zalim, iğrenç dünyadaki son nazik bir jest ki bu dünya bu jestleri alıp üzerine pisler. Open Subtitles وهناك لفتة لا طائل النهائية من اللطف في هذا العالم القاسي غزر أن يحب أخذ فتات من اللطف والتغوط والتبول عليها.
    Adam'ın böyle güzel bir jest yapmış olduğuna inanmak güç fakat bu defter onun özür dileyiş şekli sanırım. Open Subtitles من الصعب أن نصدق أن آدم قادر على تقديم لفتة الطيبة، لكنّي أعتقد أن ذلك سجل طريقته للإعتذار
    Beyaz Saray'dan beni attığın düşünülürse bu hareketin onun için büyük bir jest olur. Open Subtitles لقد فكرت بإلقائي خارج البيت الأبيض وانتقالها هنا ، أنك ستقوم بعمل لفتة كبيرة
    Hayır, biliyorum ama hoş bir jest. Open Subtitles لا، لا، أنا أعرف، ولكن، كما تعلمون، انها لفتة لطيفة،
    Evimi değiştirmenin romantik bir jest olduğunu düşünüyorsun, aslında yaptığın: Open Subtitles هل مازلت تعتقد أن تبديل منزلي كانت لفتة رومانسية بدلاً من ما كان في الواقع
    O kadar uzun yol gelmiş ki, ve bu çok hoş bir jest. Open Subtitles فقد سافر مسافة طويلة وكانت لفتة طيبة جدًا
    Gerçekten çok iyisin. Bu hoş bir jest. Open Subtitles -هذا لطف كبير منك، إنها لفتة محترمة جداً
    Sanırım adamlara büyük maşrapalarla bira ısmarlamak mükemmel bir jest olacak. Open Subtitles اعتقد بأنها ستكون بادرة طيبة ان اشتريت للرجال بعض مشروبات البيرة
    Hem bir jest olarak diğer adayları da davet ederiz. Open Subtitles وستكون بادرة طيبه نحو المرشحين الآخرين الذي يجب علينا دعوتهم
    Ama pizza seven ve "ne harika bir jest" diye düşünen bir hıyarım. Open Subtitles ولكني أيضاً أحب البيتزا وقولت لنفسي,"يالها من مبادرة لطيفة"
    - Bu gerçekten bir jest. Open Subtitles -هذه ليست إيماءة على الإطلاق
    Bence çiçekleri sığ ve anlaşılır bir jest olarak gördü ve onları mazur görülebilir bir öfkeyle paramparça etti. Open Subtitles أظنها اعتبرت هذه الأزهار على أنها البادرة السطحية الواضحة كما هي وقامت بتقطيعها إربًا في نوبة غضب مبررة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد