ويكيبيديا

    "bir köşede" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في زاوية
        
    • على الجانب هناك
        
    • إلى زاوية
        
    • زاوية واحدة وفي
        
    Bu beceriksizlerden uzakta sessiz bir köşede yemek istiyorum, tamam mı? Open Subtitles أنا فقط أود الأَكْل في زاوية هادئة بعيداً عن هؤلاء البلهاء،مفهوم؟
    Faizan'ın da o zaman dediği gibi, İslamcılara boyun eğersek, yalnızca karanlık bir köşede oturuyor oluruz. TED كما قال فايزان حينها، لو خضعنا للإسلاميين، سنبقى منغلقين في زاوية مظلمة.
    Kocaman sütunların arkasında, karanlık bir köşede seviştik. Open Subtitles و لقد تجامعنا في زاوية سوداء خلف بعض الأعمدة كان الجو ابرد هناك
    Babalar bir köşede durur, anneler öteki köşede dururdu. Open Subtitles الأباء على الجانب هناك والأمهات على الجانب الأخر
    Hayatını mahvettiğimizi ve gidip karanlık bir köşede ağzına bir tüfek sokup beynini dağıttığını düşün. Open Subtitles جعلنا حياتك تعيسة جدا بحيث وجب عليك أن تذهب إلى زاوية مظلمة و تضع مسدسا في رأسك و تطلق النار
    bir köşede ben, diğer köşede Gotham City'e terörü getiren adam Batman. Open Subtitles أنا في زاوية واحدة وفي الأخرى الرجل الذي نشر الرعب الحقيقي في جوثام باتمان
    bir köşede Hint güreşçisi, diğerinde capoeira ustası. Open Subtitles الملاكمة الهندية في زاوية والكابوريا في الأخري
    Ben bir köşede dururken Bn. Grey gelip bir teklif yapıyor. Open Subtitles حسناً,أنا واقف في زاوية الشارع و تظهر السيدة جراي و تعرض عليّ اقتراحاً
    bir köşede ben, diğer köşede Gotham City'e terörü getiren adam Batman. Open Subtitles أنا في زاوية واحدة وفي الأخرى الرجل الذي نشر الرعب الحقيقي في جوثام باتمان
    Bu kabaca rakibini iplerde veya bir köşede sıkıştırmak anlamına geliyordu. Open Subtitles 'وهذا في الأساس مجرد وسيلة 'الاستحواذ خصمك ضد الحبال أو في زاوية.
    bir köşede oturup kafamı duvarlara vuruyordum, belki bu şey kapanır diye. Open Subtitles كنت أجلس في زاوية وأضرب برأسي الحائط ، لأحاول إيقافها
    Görüyorsun ya herkes biz yaşlıların sessizce bir köşede kıvrılıp ölmesini istiyor. Open Subtitles الجميع يريدنا أن نكون عجائز و يحصرنا في زاوية لكي نموت
    Mezun olana kadar bir köşede tıkınmayı planlıyorum. Open Subtitles أنوي ان أحبس نفسي في زاوية الى ان أتخرج.
    Ayrıca bizi seninle kuytu bir köşede öpüşürken görmesini istemiyorum. Open Subtitles علاوة، لا أريد منها رؤيتي وأنا أختلي بك في زاوية مظلمة لتقبيلك
    Kıçına şaplak atma konusunda anlaşırsak bir köşede dikilmeye razıyım. Open Subtitles سأكون مستعداً على الوقوف في زاوية إذا وافقت على جرف مؤخرته.
    Bu yüzden de, örneğin sadece bir köşede durmanız ve... verilerin sizi işaret etmesi, illaki bir suç işlediğiniz anlamına gelmiyor. Open Subtitles على سبيل المثال، فقط لأنك كنت في زاوية وكل هذا البيانات تشير إليها، لا يعني أنّك ارتكبت الجريمة.
    Babalar bir köşede durur ve anneler diğer köşede dururlardı. Open Subtitles الأباء على الجانب هناك والأمهات على الجانب الأخر
    Henüz yok. Umarım bir köşede kıvrılıp ölmüştür. Open Subtitles ليس بعد.أرجو أن تكون زحفت إلى زاوية ما و ماتت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد