Pakistan'da Punjab denilen, kadınların yüksek öğrenime devam etmelerine izin verilmediği çok küçük bir köyden geliyorum. | TED | جئت من قرية صغيرة، في ولاية بنجاب، باكستان، حيث لا يسمح للنساء بمتابعة تعليمهن العالي. |
Şunu hayal edebilirsiniz, İngilizce yazan O kişi, dağdan gelen çocukla aynı kişi. Lübnan Dağı'ndaki bir köyden. | TED | نستطيع أن نتخيل أنه هو نفسه الذي يبدع بالإنجليزية، هو ذاته الذي أتى من الجبل. من قرية في جبل لبنان |
Hayır, Fransa'da bir köyden Castelnau-de-Montmiral, annemin soyunun geldiği yer. | Open Subtitles | لا إنها من قرية فرنسية كاستلنو دو مونميرال القرية التي تحدر منها أسلاف أمي |
Dedektif Jacques Clouseau. Küçük bir köyden gelen Yves Gluant cinayetini araştırırken. | Open Subtitles | المفتش جاك كلوزو , الرجل الذي أتى من قرية صغيرة ليحقق بمقتل إيف يوران |
Babam yabancı bir ülkede yardımcı yönetici ve annem de küçük bir köyden geliyor. | Open Subtitles | والدي مساعد للمدير في شركة أجنبية وأمي قدمت من قرية صغيرة |
Ailesi hep beni küçümsedi çünkü onlar büyük şehirden gelmişti, biz ise küçük bir köyden gelmiştik. | Open Subtitles | أسمع ، لطالما كانت عائلتها تنظر إليّ باحتقار لأن عائلتها من مدينة كبيرة ، ونحن من قرية صغيرة |
Ailelere haber vermek için, katırın sırtında, tek başıma bir köyden, diğer köye gittiğim o geceyi, hala hatırlıyorum. | Open Subtitles | ..وما ذلت اتذكر هذه الليلة امر من قرية إلي قرية أخري .. وحيدة علي البغل .. لأبلغ عائلات طاقم السفينة |
Bu genellikle, Afrika'daki bir köyden örnekleri alınıp incelenen üç yüz kadar katılımcıyı kapsıyordu. Amaç antikorların kimin sıtma kaptığını ve kimin kapmadığını tahmin edip etmediklerini görmekti. | TED | هذا بالعادة يتضمن 300 مشارك من قرية في أفريقيا ممن تم تحليل عيناتهم لرؤية ما إذا كانت الأجسام المضادة للبروتين تستطيع التنبؤ بمن أصيب بالملاريا ومن لم يصب. |
Mütevazı bir köyden gelen meteliksiz bir köylüyüm. | Open Subtitles | بسبب انا بوابة الافلاس من قرية متواضعة |
Ufak bir köyden fakir bir Bedevi kadını. | Open Subtitles | امرأة بدوية من قرية صغيرة أرملة. |
bir köyden diğerine seyahat ettiğim günlerden birinde açlıktan ve yorgunluktan kavurucu sıcakta bir ağacın altında bayılmak üzereydim. Tam o sırada köyün en yoksullarından bir adam beni kulübesine davet ederek cömertçe ikramda bulundu. | TED | أثناء تنقلي من قرية إلى أخرى، أتذكر ذلك اليوم الذي كنت فيه جائعا جداً و منهكاً، و كنت على وشك الإنهيار، في القيظ الحارق تحت شجرة، وفي تلك اللحظة، أحد أشد رجال القرية فقراً دعاني إلى كوخه و أطعمني بكل كرم. |
Onların İngiltere'nin kuzeybatısındaki Diggles adlı bir köyden 9700 km uzakta Hindistan'daki Tamil Nadu'nun içlerindeki köye yaptıklarına şahit oldum. | TED | لقد رأيتهم يفعلون ذلك من قرية تدعى «دجلز» في شمال غرب انجلترا الى اعماق قرية في تامل نادو في الهند على مسافة 6،000 ميل. |
bir köyden ötekine gittik -- üç köye. | TED | لقد غادرنا من قرية لأخرى -- ثلاث قرى. |
Kız küçük bir köyden ve erkek arkadaşı da Kalküta'dan- | Open Subtitles | إنها من قرية صغيرة ، و حبيبها ... "انتقل قادماً من "كلـكوت |
Müfettiş Jacques Clouseau. Gluant cinayetini soruşturmak için küçük bir köyden gelen adam. | Open Subtitles | المفتش (جاك كلوزو) الرجل الذي أتى إلى هنا من قرية صغيرة |
bir köyden. Buraya fazla uzak değil. | Open Subtitles | من قرية, ليست بعيدة من هنا. |
Ben fakir bir köyden geldim. | Open Subtitles | لقد جئت من قرية فقيرة. |
Beni yanan bir köyden kurtardı | Open Subtitles | انقذني من قرية محترقة |
Bu bebek Tung Shao geçitindeki bir köyden gelmiş... | Open Subtitles | هذه الدمية جاءت من قرية ... (فيطريق(تانجشاو |
Bu bebek Tung Shao geçitindeki bir köyden gelmiş... | Open Subtitles | هذه الدمية جاءت من قرية ... (فيطريق(تانجشاو |