İşte UNICEF ve birçok resmi ve özel ortağımızın yeni bir küresel hareket başlatmasının sebebi bu. | TED | وهذا ما دعا اليونسيف والعديد من شركائنا في القطاع العام والخاص أن يطلقوا مبادرة عالمية جديدة. |
Amaç ise iklim değişikliği hakkında yapılan bir küresel toplantıyı canlandırmaktı. | Open Subtitles | كان الهدف هو محاكاة لقمة عالمية بشأن تغير المناخ |
Olası bir küresel felaketle karşı karşıyayız, Doktor. | Open Subtitles | دكتور، نحنُ بمواجهة كارثة عالمية مٌحتملة. |
Bu Birleşik Devletler'den bile büyük bir küresel topluluk. | Open Subtitles | انه مجتمع عالمي ، أكبر حتى من الولايات المتحدة الأمريكية |
konuşuğum kurulması gereken bir küresel demokratik enstitü değil. | TED | أنا لا أتحدث عن إنشاء بعض المؤسسات العالمية الديمقراطية. |
Böyle biri nasıl olur da masum insanları pazarlayan gizli bir küresel oluşuma katılır? | Open Subtitles | كيف اختلط بمنظمة عالمية غامضة والتي تتاجر بحياة الأبرياء |
Bugün, tek bir küresel uygarlığız. | Open Subtitles | في لغتنا وأساطيرنا اليوم، لدينا حضارة عالمية واحدة |
"Hadi bu kirlilikten yaptığınız mürekkeplerle bir küresel sanat kampanyası yapalım." | TED | وقالوا: "دعونا نقوم بحملة فنية عالمية بالحبر الذي تصنعونه من هذا التلوث". |
bu durumun çözülmesi için de yeni bir küresel tarım devrimine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. | TED | ولا يتطلب هذا أقل من ثورة زراعية عالمية جديدة." |
Hayati önem arz eden kaynakların aşırı kullanımı, insanların, bu azalan kaynakların acımasız rekabetlere, ve dinler arası savaşlara neden olduğuna inanmaları, uzmanları bunun bir küresel savaşa dönüşmesi konusunda düşündürmekte. | Open Subtitles | و التنافس الوحشي , فيما يعتقد الناس أنه آخر ما تبقى من تلك الموارد سيؤدي للحروب , حروب إقليمية و يعتقد الخبراء بأنها ستتعدى ذلك و ستُصبح حرباً عالمية |
Bu, IDA'nın yeni çocuk hastaneleri inşa etmesini sağlayan bir küresel kitle fonlama kampanyasıydı ve eğer başarabilirsek sağlık ekipmanlarını Londra'dan Suriye sınırına kadar götürecektik. | TED | كانت حملة عالمية للتمويل الجماعي لمساعدة IDA على بناء مستشفى أطفال جديد بالكامل، وإذا نجحنا، سوف نقوم نحن المتبرعون بأخذ المعدات الطبية من لندن إلى الحدود السورية. |
Dev bir küresel aşk makinesi gibi. | TED | مثل آلة حب عالمية عملاقة. |
Dünya liderleri, acil bir küresel toplantı yapmak için Washington'da toplanıyor. | Open Subtitles | (يجتمع قادة العالم في (واشنطن لحضور اجتماع قمة عالمية طارئة |
Bu konuşmada sizi, olası bir küresel bir kıtlığa, iklim değişikliği veya başka bir afetten dolayı, torunlarınız veya onların torunlarının muhtemelen bu şekilde yaşama durumuna yakın olduğuna ikna ediyor olsaydım, "İlginç. Bu TED konuşmasını beğendim." | TED | وإذا كان عليَّ أن أقنعكم في هذه المحادثة أنه من المرجح أننا سوف نعاني من مجاعة عالمية إما بسبب تغيُّر المناخ، أو بسبب كارثة أخرى، وأن أحفادكم، أو أحفادهم، من المرجح جداً أن يعيشوا، هكذا فلن يخطر ببالكم. "مثير للاهتمام". |
Nihayetinde kendimizi çok hızlı gelişen bir küresel hareketin içinde bulduk, bunlar içerisinde sosyal yenilik üzerine çalışan, tasarım veya teknolojiden fikir edinen kuruluşlar, gelecek dünyanın filizlerini büyütmek üzere organize olan bir topluluk var, ne söylem ne de teori üretiyorlar, yalnızca deneyim var. | TED | ووجدنا أنفسنا كجزء من حركة عالمية تنمو بشكل سريع جداً من المؤسسات التي تعمل في الإبتكارات الإجتماعية , نستعمل أفكار من التصميم أو التكنولوجيا أو تنظيم المجتمعات لتطوير مكونات مسقبل العالم , لكن خلال تدريب و من خلال إستعراض وليس من خلال نظرية . |
Suudi milyarlarının dönüşümüne dayalı yeni bir küresel finans sistemi inşa ediyorlardı. | Open Subtitles | شرع رجال البنوك الغربيون في تدشين نظام مالي عالمي جديد يقوم على استثمار وتدوير المليارات السعودية |
Internet, devasa bir küresel bilgisayara dönüşüyor ve onu her kullandığımızda; video yüklediğimizde ya da Google'da bir arama yaptığımızda bir şeyleri değiştiriyoruz, hepimizin paylaştığı bu büyük küresel bilgisayarı yeniden programlıyoruz. | TED | أصبح الإنترنت حاسوب عالمي عملاق ، وفي كل مرة تعمل عليه تقوم برفع فيديو ، أو تبحث في قوقل أو تدمج بعض الإيقاعات الموسيقية أنت تقوم ببرمجة هذا الحاسوب العالمي العملاق الذي نتشاركه جميعاً. |
Ve bu, robot silahlarda ve katil silahların gelişimi ve konuşlanmasıyla alakalı özel bir küresel yasakta uluslararası anlaşmaya ihtiyaç duymamızın sebebidir. | TED | ولهذا السبب إننا بحاجة إلى معاهدة دولية للحد من الأسلحة الروبوتية، وفرض حظر جزئي عالمي على تطوير ونشر الروبوتات القتالية. |
Eğer dünya ve uygarlık çökerse o zaman, bozulmuş bir küresel çevreyle baş etme konusunda, Amerika'nın gücü bile yetersiz kalacaktır. | Open Subtitles | ،إذا انهار العالم وفشلت العولمة أعتقد أن قدرة الولايات المتحدة على تحمل تدهور البيئة العالمية سيُعاد التفكير بشأنها |
bir küresel çevre olayı, şimdi küresel bir savaş hâline geldi. | Open Subtitles | العالم بأسره أصبح يتشارك في هذه الحرب العالمية. |
Müslüman Dünyası'ndaki kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki Müslümanlar arasında Batı'ya ve uzak düşmanlara karşı kutsal anlamda bir küresel savaş düşüncesi yok denecek kadar azalmış durumda. | TED | استطلاعات الرأي في كل العالم الإسلامي أوضحت أن هنالك اهتمام قليل جداً بين المسلمين في الحرب العالمية المقدسة ضد الغرب ضد العدو البعيد |