İçi buz dolu bir küvette uyandım. | Open Subtitles | استيقظت للتو وجدت نفسي في حوض استحمام مليء بالثلج |
Eğer ona bakarsan, böbreksiz bir şekilde buz dolu bir küvette uyanırsın! | Open Subtitles | واذا نظرت اليه سوف تستيقظ في حوض استحمام ملئ بالثلج و الكليتين أُخذوا |
Yeterince büyük bir küvette, yüzerdi. | Open Subtitles | في حوض استحمام ضخم بما يكفي، سيطفو |
Seni gül yapraklarıyla dolu bir küvette düşünüyorum şimdi. | Open Subtitles | في حوض حمام مليئة بالأوراق التويجيةِ الورديةِ. |
Sizin tavsiyenizi dinlersem içi çıplak adam dolu bir küvette sudan buruşmayı iple çekmeliyim. | Open Subtitles | إذا أخذت بنصيحتكم أن أقضي بضع أيام أستحم في حوض إستحمام كرجل أعزب ؟ |
Tião'yu Marat yapalım. O bir küvette böyle ölmüştü. | Open Subtitles | توفي في حوض استحمام مثل هذا |
İki köpeği bir küvette yıkamaya çalışmak gibi. | Open Subtitles | إنه مثل محاولة إبقاء كلبان في حوض إستحمام |
KATİL BALİNA TARTIŞMASI 25 yıl bir küvette tutulsaydınız siz de biraz huzursuz, saldırgan, hatta psikozlu olmaz mıydınız? | Open Subtitles | لو إنك كُنت فى حوض إستحمام لـ25 عاماً، ألا تعتقد بإنهُ يُمكنك.. أن تُصبح ساخط قليلاً، غاضب، مُضطرب العقل ؟ |
"bir küvette neredeyse boğuluyordum, bir arabayla uçtum." | Open Subtitles | فقد شارفتُ على الغرق في حوض إستحمام و سيّارة سقطت في النهر |