Hatta bazıları daha rahat bir kış için Güney Çin Denizi'ne kadar gidecekler. | Open Subtitles | البعض الذين يصلون بقدر ما حتى بحر جنوب الصين بحثا عن ملاذ آمن في الشتاء |
bir kış gecesi, 12 yaşıma basmıştım. | Open Subtitles | في أحد الليالي، في الشتاء الذي بلغت فيه الـ 12. |
bir kış günü kadar sıkıcı ve Bayan Macintosh'dan daha katısınız. | Open Subtitles | إنك ممل, مثل يوم شتوي وجامد أكثر من السيدة ماكينتوش |
Sahip olduğumuz her bir doları dev bir kış oyunları kompleksini açabilmek için harcadık. | Open Subtitles | أستخدمت كل دولار نملكه لا أفتح مجمع رياض شتوي عملاق تدعى بمدينه الثلج |
2016 Kasım'ında, karanlık bir kış gecesinde aldığım mesajdı bu. | TED | كانت تلك هي الرسالة التي وصلتني في ليلة شتوية مظلمة من شهر نوفمبر 2016. |
Her yıl milyonlarcası Afrika kıyılarında tehlikeli bir kış yolculuğuna çıkıyor. | Open Subtitles | كلّ عام، يُحمل الملايين منهم أعلى الساحل الأفريقي في رحلة شتوية ماسّة |
Paris'te bir kış geçirmeyi isterdim hep. | Open Subtitles | حسنُ, دائماً وددت قضاء فصل الشتاء في باريس |
- Karlı bir kış gecesinde. - Güzel benzetme. | Open Subtitles | في ليلة باردة مظلمة - إستعارة مجازية جميلة - |
İçinde Eskimolar, penguenler ve buz olan bir kış mı? | Open Subtitles | أنت تعني بالشتاء مثل: أكواخ الثلج والأسكيمو والبطاريق والجليد! ا |
Ta ki bir kış günü kuzeyden esen sinsi bir rüzgar gelinceye kadar. | Open Subtitles | ...حتى جاء يوم في الشتاء رياح قاسية هبت من الشمال |
Ben Atackama iken müthiş bir kış vardı. | Open Subtitles | في الشتاء الماضي في أتاكاما |
bir kış günü karşılaşmıştık, tıpkı bugünkü gibi! | Open Subtitles | ألا تذكرني؟ تقابلنا في يوم شتوي مثل هذا |
Aç geçecek bir kış daha da riskli. | Open Subtitles | المخاطره العاليه هي موسم مجاعة شتوي. |
Onlarla birlikte yolculuk yapan başka bir kış ziyaretçisi daha var. | Open Subtitles | يسافر بجانبهم ... زائر شتوي آخر |
18 yaşında belediye başkanıyken Buz Şehri adında bir kış sporları merkezi yapmak istedim ve şehri iflas ettirdim. | Open Subtitles | انتِ تعرفين عندما كنت محافظ وعمري كان 18 عام وكنت أحاول أن أبني مُجمّع رياضات شتوية يسمى مدينة الجليد وهذا أفلس المدينة |
O bir kış Perisi. Ay'dan değil. | Open Subtitles | أنها جنية شتوية وليست من القمر |
bir kış gecesi karanlık saatlerde Güneydoğu Avustralya'nın ormanlık bir köşesinde sıra dışı bir yaratığı bulma görevindeyim. | Open Subtitles | ... في أحلك ساعات ليلة شتوية في ركن مشجر جنوبي ... ... شرق أستراليا |
Mesela, kuzeydoğuda şiddetli bir kış, çocuğunun astım hastalığı var, ısıtıcın kapatılmış, ve tabii soğuk hava çocuğunun astımını tetiklediğinden sen de hastanenin bekleme salonundasın. | TED | لذلك فصل الشتاء قاسي في شمال شرق البلاد، ابنك لديه مرض الربو, التدفئة توقفت في المنزل، وطبعا انت في غرفة الانتظار لغرفة الطوارى، وذلك لأن الهواء البارد أثار الربو عند طفلك. |
Bu arada, çok güzel bir doğaya sahipler. Bir tarafta Jordanian Dağlarını görüyosunuz, diğer tarafta Jordan Vadisi, ve güzel ılıman bir kış, ve hoş, sıcak bir yaz, bu yaratıkların seri üretimi için mükemmel bir ortam. | TED | بالمناسبة، لديهم مناظر طبيعية لطيفة جدا. تشاهد جبال الأردن من ناحية وادي الأردن من ناحية أخرى، و فصل الشتاء معتدل جيد والصيف الحار و لطيف، وهي حالة ممتازة لتنتج كميات كبيرة من هذه المخلوقات. |
- Karlı bir kış gecesinde. - Güzel benzetme. | Open Subtitles | في ليلة باردة مظلمة - إستعارة مجازية جميلة - |
bir kış gecesi, bir zamanlar okuduğu Katolik broşürde yazanları hatırlamış: | Open Subtitles | و ذات ليله بالشتاء تذكر نصاً كاثوليكي قرأه |
- İçinde buz olan bir kış mı? | Open Subtitles | -هل تعني بالشتاء أنه سيكون هناك جليد |