- Aynen öyle. - Ya da ona yeni bir keman alabilirim. | Open Subtitles | ـ حسناً، إنه كذلك ـ أو بوسعي أن أشتري له كمان جديد |
- Sorun değil. bir keman al, bak bakalım nasıl kurulduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | لما لا تذهب وتأخذ كمان , لنرى أن كنت تتذكر |
Muhteşem bir keman virtüözü ve harika bir öğretmen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه عازف كمان مُدهش ومُعلّم رائع حقاً. |
Evet. bir keman. | Open Subtitles | أجل تعرف الكمان |
Bu adam, muhteşem bir keman sanatçısı ama berbat durumda. | Open Subtitles | هذا الرجل، عازف كمان لامع لكنه فوضى كاملة |
Evet, beşiğe bir keman ve dizüstü bilgisayar fırlatıp: | Open Subtitles | أجل، يلقوا آلة كمان و كمبيوتر محمول :في المهد ويقولوا |
Aşağı caddede terk edilmiş bir müzik dükkânı var. Küçük bir keman çalmana izin verebilirim. | Open Subtitles | ثمّة متجر موسيقيّ مهجور آخر الطريق، سأدعك تسرق منه نموذج كمان صغير. |
Çalışmaya geri döndüm ve kendime yeni bir keman aldım. | Open Subtitles | حسناً, لقد عدت الى العمل و لقد اشتريت لنفسي كمان جديد |
Bunun kaynağı bir adamdı, Afro-Amerikalı bir adam, sevimli, bakımsız, evsiz, sadece iki teli olan bir keman çalıyordu. | TED | كانت تصدر من رجلٍ رجلٍ أمريكي من أصل أفريقي ساحر .. مُعدم ... مُشرد يعزف على كمان يحوي فقط وترين |
- Ek olarak som altın bir keman da kazanırsınız. | Open Subtitles | فضلاً عن كمان من الذهب الخالص. |
Şu bir nota. bir keman. Şu da bir çiçek. | Open Subtitles | هذه نوته موسيقية ، كمان ، هذه وردة |
Evet. bir keman. | Open Subtitles | أجل تعرف الكمان |