Bir kişi için dört kurşun, biraz ziyan olur. | Open Subtitles | أربع رصاصات لرجل واحد ، وهذا هو مضيعة . |
Bir kişi için kaynak harcamamı istiyorsun ve şu anda bunu yapamam. | Open Subtitles | تطلب مني استخدام الكثير من الموارد على شخص واحد وحالياً لا يُمكنني فعل ذلك د. |
Sıçan gibi koşuyor.. Bir kişi için çok zorlu. | Open Subtitles | انه يجرى مثل الفأر انه قوى على شخص واحد |
Bu oda Bir kişi için büyük. | Open Subtitles | هذه الغرفة كبيرة جداً حتى تكون لشخص واحد فقط |
Bu oda Bir kişi için büyük. | Open Subtitles | هذه الغرفة كبيرة جداً حتى تكون لشخص واحد فقط |
Sahil güvenlik, tek Bir kişi için tarihindeki en büyük arama kurtarma çalışmasını yaptı. | Open Subtitles | قام خفر السواحل بواحده من أكبر عمليات الانقاذ في تاريخهم من أجل رجل واحد فقط، |
Tek Bir kişi için, daha kaç kişiyi feda edeceksin! | Open Subtitles | كل خذا من أجل شخص واحد كم عدد الذين تنوي أن تضحي بهم؟ |
Bir kişi için çok ağır bir iş, değil mi bu? | Open Subtitles | "شابة صغيرة من " كاليفورنيا اوه هذا عمل شاق على شخص واحد |
Sağladığım materyal ve gereken araştırma yükü tek Bir kişi için fazla gelecektir. | Open Subtitles | "{\cH2BCCDF\3cH451C00}المادة التي سأقدمها وجهد التحقق المطلوب" "{\cH2BCCDF\3cH451C00}سيكون كثيرًا على شخص واحد." |
Yaptıklarımızı tek Bir kişi için değil tüm insanlığın iyiliği için yapıyoruz. Springfield | Open Subtitles | ما نفعله، لا نفعله من أجل رجل واحد، ولكن من أجل صالح البشرية بأكملها. |
Kavramlarla bağlantısı kopmuş bir kişi olarak kavramlarla bağlantısı kopmuş Bir kişi için arkadaşlık işlevini gerçekleştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك العمل ... كشخص ممثّل للصداقة من أجل رجل منفصل ... عن فكرة الصداقة وبصفتك رجلاً منفصلاً عن فكرة الصداقة |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Fakat sadece Bir kişi için Kore'ye geri dönemem. | Open Subtitles | حسناً ، أنا متأسف بشأن هذا ، ولكني لا أستطيع الذهاب إلى كوريا مجدداً فقط من أجل شخص واحد |
Bir kişi için de onca zahmete girmek saçma geliyor. | Open Subtitles | إنه يبدوا سخيفاً أن تخوض جميع تلك المشاكل من أجل شخص واحد فقط |