Çevrimiçi bir sürü arkadaş edinmek yüzyüze bir kişiyle tanışmaktan çok daha basit. | Open Subtitles | أن أكون صديقة للكثيرين على الإنترنت، أمرٌ أسهل من صداقة شخص واحد حقيقى. |
Bir kere evlenmeyi düşünmüştük ama ikimiz de uzun süreliğine tek bir kişiyle yaşayamazdı. | Open Subtitles | فكرنا ان نتزوج مرة لكني و اياها لسنا من النوع الذي لايلتزم بعلاقة مع شخص واحد |
Tabiki sana karşı hislerim var ama bu yaşta, sadece bir kişiyle birlikte olmak istemezsin. | Open Subtitles | ليس لدي سوى المشاعر لكِ لكن لا يجب أن تبقي مع شخص واحد وأنتِ في هذة السن |
Sonra, hayatımız boyunca tek bir kişiyle birlikte olacağımızı nereden bilebiliriz? | Open Subtitles | وكيف لنا أن نعلم أن من المفترض أن نظل مع شخص واحد لبقية حياتنا ؟ |
Demek ki o tepeye dört kişiyle gittin ve bir kişiyle geri döndün, ha? | Open Subtitles | صعدت التلة بأربعة رجال و عدت برجل واحد.. ؟ |
Tüm hayatım boyunca sadece bir kişiyle cinsel ilişki yaşadım. | Open Subtitles | في حياتي الكاملة قمت بعلاقة مَع رجلِ واحد فقط |
Belki de tek bir kişiyle yapmanın anlamını kavrayamadık. | Open Subtitles | ربما لم يكن مقدر لنا ان نفعلها اساساً مع شخص واحد فقط |
Bu hayatındaki en büyük an ve bunu bir kişiyle birlikte yaşaman gerekiyor. | Open Subtitles | فيها تحققت جميع احلامك وكانت أعظم لحظة في حياتك ولك ان تختبرها مع شخص واحد |
İsyan boyunca Kraliçe ortada yoktu birkaç gün boyunca bir kişiyle yalnız kaldı. | Open Subtitles | أثناء الشغب اختفت الملكة مع شخص واحد لعدة أيام |
Bir arabanın bagajına koyup tek bir kişiyle gönder. | Open Subtitles | ضعوها في صندوق سياره، وعلى شخص واحد تسليمها لنا |
Derler ki Warehouse hayatını senin için önemli bir kişiyle paylaşman gerekir. | Open Subtitles | يقولون أنّه يُسمح لك بمشاركة حياتنا في المستودع مع شخص واحد مهم جدّاً. |
bir kişiyle baş edebilirim. | Open Subtitles | تمهلي , تمهلي , تمهلي , أستطيع تدبر أمر شخص واحد |
Biliyorum ama evleniyor musun, bir kişiyle mi oluyorsun yoksa daha mı liberal? | Open Subtitles | أعرف ذلك، لكن هل نتزوج. ونبقى مع شخص واحد فقط، أم هو أكثر تحرراً؟ |
500 yıl boyunca bir kişiyle yaşadım. Ve şimdi o yok. | Open Subtitles | ولـ 500 عام عشت مع شخص واحد ولقد مات. |
Siz sadece bir kişiyle birlikte olacağınızı sanırsınız. | Open Subtitles | أنت تحسب أنك تواعد شخص واحد فقط |
Ve sadece bir kişiyle yapılan bir röportaj bu. | Open Subtitles | .. وهذه مجرد مقابلة مع شخص واحد |
Son 20 yılda sadece tek bir kişiyle seks yaptım. | Open Subtitles | لقد مارست الجنس مع شخص واحد طوال 20 سنة |
Kontratım birden bire "Revanna Holding" diyor ama bu zamana dek Ravenna'dan bir kişiyle dahi tanışmadım. | Open Subtitles | عقد إيجارى يقول أن "حيازات رافينا" قد ظهرت فجأة ولكنى لم أقابل شخص واحد كل هذا الوقت من رافينا |
Belki, cinsel faaliyetini bir kişiyle sınırladığı için pişman oldu. | Open Subtitles | ربما ندمت على قرارها بأن تتقيد برجل واحد |
Belki, cinsel faaliyetini bir kişiyle sınırladığı için pişman oldu. | Open Subtitles | ربما ندمت على قرارها بأن تتقيد برجل واحد |
Belki bir kişiyle olabilir ama bir düzine adamla yapamam! | Open Subtitles | لَرُبَّمَا مَع رجلِ واحد... لكن لَيسَ مَع باقة منهم! |