Bir ay kadar önce eşim ve çocuklarımla bir kitapçıda kasa kuyruğundaydım. | Open Subtitles | كنتُ في مكتبة قبل شهر تقريباً مع زوجتي وأولادي، أقف في الطابور |
Bu, 50 sene önce, Paris'te küçük bir kitapçıda bulduğum bir parşömen nota kağıdı. | TED | وجدت هذه المخطوطة الموسيقية في مكتبة في باريس منذ 50 عاما مضت. |
Dünya üzerinde yapabileceğin onca iş varken, sen bir kitapçıda çalışıyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعلي أي شيء تريدينه وتعملين في مكتبة |
Çünkü kimse Noel hediyesi olarak süslü bir kalem vermek istemez tabii bir kitapçıda büyümedikleri ve yazılanlara derin bir saygı duymadıkları sürece. | Open Subtitles | لأن لا أحد يريد أو يعطي قلم فاخر كهدية عيد ميلاد إلا لو تمت تنشأتهم في متجر للكتب |
Bir Yahudi'nin neden bir kitapçıda saklandığıyla ilgileniyordu. | Open Subtitles | كان مشغول البال بالسبب الذي دفع اليهودي للإختباء بداخل متجر للكتب |
bir kitapçıda çalışıp, roman mı yazacaksın? | Open Subtitles | أعني ، أسوف تعمل في متجر للكتب وتكتب رواية وحسب |
Onun için olmasaydı, ödünü bokuna karıştıracak böylesi bir kitapçıda suç işler miydin? | Open Subtitles | هل كنتِ سترتكبين جناية في متجر كتب مُخيف بدونه؟ |
Sen bir kitapçıda büyümedin mi, bunları nasıl bilmezsin? | Open Subtitles | -لقد نضجتِ في متجر كتب. كيف لا تعلمين هذا؟ |
Tunus Monastır'da bir kitapçıda, İslam dünyasının genelinde çok popüler olan bir kitabın birçok kopyasını buldum. | Open Subtitles | "في مكتبة في "المنستير بـ"تونس"، وجدتُ نسخة من كتاب شعبي شهير متوافر في كافّة أنحاء العالم الإسلامي |
Güneydoğu D.C.'deki bir kitapçıda ceset bulunmuş. | Open Subtitles | وُجدت جثّة في مكتبة جنوبي شرق العاصمة. |
bir kitapçıda çalışıyorum. | Open Subtitles | وأعمل في مكتبة هذا الكتاب يخص (باربرا باكر) |
Bir süre bir kitapçıda çalıştım. | Open Subtitles | عملت في مكتبة لفترة من الوقت. |
Toronto'da seyahat kitapları Satan bir kitapçıda çalışıyorum. | Open Subtitles | إنّي أعمل في مكتبة سفر في (تورونتو) |
bir kitapçıda durup "Boş Gezegen"i almamız gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتوقف عند متجر للكتب و نحصل " على نسخة من " كوكب خالى |
bir kitapçıda, kitabınızı görüp satın aldık, ve Jorge bütün gece oturup, kitabınızı okudu. | Open Subtitles | اشترينا كتابك من متجر للكتب وظل (خورخي) مستيقظاً طوال الليل يقرأه. |
Muhtemelen, hatta yüzde yüze yakın bana bir kitapçıda iş bulabilirmiş. | Open Subtitles | وقالت أنها قد تتمكن تقريبا 100% قد تتمكن من توفير وظيفة لي في متجر كتب. |
"Vengeance" çizgi romanının en son sayısını üç kilometre ötedeki bir kitapçıda buldum. | Open Subtitles | (تورك) مالذي حدث لك؟ (وجدت العدد الجديد من (فنجنس في متجر كتب فكاهية على بعد ميل ونصف من هنا، تفضل |