Teyzem, Amerikalı bir koleksiyoncu için çok değerli bir minyatür takımı buldu. | Open Subtitles | عمتي حصلت على مجموعة من المنمنمات لصالح جامع أمريكي، إنه هنا الآن في رحلة للشراء |
"Polis bu işin özel bir koleksiyoncu tarafından yapılmış olabileceğini düşünüyor" | Open Subtitles | أشارت مصادر الشرطة أن عملية القتل تمت بتكليف من جامع فرو من أجل مجموعته الخاصة |
Kısa bir süredir onunla çalışıyorum. Tuhaf işler. O bir koleksiyoncu. | Open Subtitles | أنا كنت أعمل من أجله في أخر فترة أعمال صغيرة , هو جامع |
Japon bir koleksiyoncu tanıyorum, gözü kapalı alır bunu. | Open Subtitles | انا اعرف جامعاً يابانين , سيشتريها كرغبته في شراء علمِ الغيب |
Aldığım antika haritaları geldi ve çok ilginç bir koleksiyoncu tanıyorum. | Open Subtitles | إنّ خرائط الآثار الّتي اشتريتُها وصلتْ لتوّها، وإنّي أعرف جامعاً للآثار قد يهتمّ بها للغاية. |
Bak, madeni paralar hakkında biraz bilgim vardır, ve bu bebek bir koleksiyoncu için bir anlam ifade ediyor. | Open Subtitles | أنظري، أنا أَعْرفُ قليلاً حول العملات المعدنية وهذا الطفل الرضيع يساوي شيءً إلى جامع |
bir koleksiyoncu olduğunu ve satın almak için orada bulunduğunu söyleyerek mal sahibinin dikkatini dağıtacaksın. | Open Subtitles | تقوم بإلهاء البائعة بأن تخبرها أنك جامع تحف وأنك هنا لتقوم بعملية شراء |
Yazık sizin gibi bir koleksiyoncu beni anlayamıyor. | Open Subtitles | حرامٌ ألا يتمكن جامع انتيكات مثلك من فهمى |
Ben bir koleksiyoncu değilim, dostum. | Open Subtitles | لَستُ جامع لهذه الأشياء، يا صاحبي. |
Dava ile yakından ilgilenen hırslı bir koleksiyoncu. | Open Subtitles | جامع تحف شره مهتم بشدة بالقضية |
Onu incelemem için bir koleksiyoncu tarafından yollandım. | Open Subtitles | تمّ إرسالي بواسطة جامع خاصّة لتفحّصها. |
Kaliforniya'dan ibne bir koleksiyoncu 22.000 dolar bayıldı ona. | Open Subtitles | نعم اشتراها جامع سيارات مغفل من "كالفورنيا" ودفع 22 الف فيها وهذا رائع |
O aynı zamanda bir koleksiyoncu, Bay Johnstone? | Open Subtitles | هل أنت جامع أيضاً، سيد "جونستون"؟ |
Ciddi bir koleksiyoncu diyelim şimdilik. | Open Subtitles | دعنا فقط نَدْعوه جامع جدّي. |
Hayır. O bir koleksiyoncu, bir yatırımcı. | Open Subtitles | لا، إنه جامع للمال، أي مستثمر |
Gerçek bir koleksiyoncu parçası. | Open Subtitles | أنها، ق جامع حقيقي، ق البند. |