Anlıyormusunuz, özel eğitim ailemin altından kalkabileceği bir lüks değildi. | Open Subtitles | أنظر، يعتقدون فى التعليم العام لم يكن بإمكانهم تحمل ترف عائلى |
- Büyü artık! İç huzuru hiçbir Marslı'nın gücünün yetmeyeceği bir lüks! | Open Subtitles | راحة البال هي ترف لا يستطيع المريخ تحمله |
- Zaman, sahip olmadığınız bir lüks, Amiral. | Open Subtitles | الوقت هو ترف لا تملكه يا أدميرال |
Arkadaş sahibi olmanın, benim elde edemeyeceğim bir lüks olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | حتى وصلت إلى مرحلة ظننت فيها أن الأصدقاء بمثابة رفاهية لا أقدر على ثمنها |
Yani güven ayıramayacağım bir lüks şu anda. | Open Subtitles | لذا الإيمان بمثابة رفاهية ليس لديّ الوقت لها في الوقت الحالي |
- Bu, ne yazık ki, sahip olmadığımız bir lüks. | Open Subtitles | التي ، للأسف ، هو ترف ليس لدينا. |
Bu günlerde bu, benim için bir lüks. Şu an uşağım yok. | Open Subtitles | هذا ترف بالنسبة لي ليس لدّي خادم حالياً |
Tanrı'yı düşünmek, artık benim karşılayamayacağım bir lüks haline geldi. | Open Subtitles | الرب ترف لا أستطيع تحمله |
Güven şu anda sahip olmadığın bir lüks. | Open Subtitles | الثقة ترف لا تستطيع تحمله |
Bu benim geldiğim yerde büyük bir lüks. | Open Subtitles | (مور)حَسناً،الذيأصوات مثل ترف حيث أَنا مِنْ. |
Onur bizim gibilerin altından kalkamayacağı bir lüks. | Open Subtitles | الشرف ترف لا يتاح لرجال مثلنا |
Şüphe vakit harcayabileceğimiz bir lüks değil. | Open Subtitles | الشك هو ترف لا يمكننا تحمله |
Yani güven ayıramayacağım bir lüks şu anda. | Open Subtitles | لذا الإيمان بمثابة رفاهية ليس لديّ الوقت لها في الوقت الحالي |