En iyi ihtimalle emekliliğin gelinceye kadar bir mahzende mektup ayıklarsın. | Open Subtitles | فسوف ينتهي بك الحال في قبو تفتح الخطابات بالبخار حتى تقاعدك |
Çıplak cesedi bir mahzende bulunmuş, boğazlanmış ve tecavüze uğramış. | Open Subtitles | جثتها العارية وجدت في قبو و تم خنقها و اغتصابها |
Hepsi orada yatıyor. - Gizli bir mahzende, meraklı gözlerden uzakta. | Open Subtitles | كلّه يجلس هناك في الإنتظار، حجزه في قبو فائق السرّية. |
Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. | Open Subtitles | بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته |
Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. | Open Subtitles | بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته |
- Ben de. Ama Yazma'ya göre, şehrimizin altındaki bir mahzende saklı duruyor. | Open Subtitles | لكن وفقًا للكتاب، فإنه يقبع مخبوءًا في قبو أسفل مدينتنا. |
Uzun bir süreyi, bir mahzende geçirmiş sözde. | Open Subtitles | قال لي بأنه عاش حياته بأكملها في قبو |
Hadi Tone, terk edilmişsin. bir mahzende, bir başına! | Open Subtitles | هيا، "توني"، لقد تم إلقاءك وحيداً في قبو |
Sarayın altındaki bir mahzende gizli bir silah var. | Open Subtitles | ثمة سلاح مخبوء في قبو أسفل القصر. |
Küçük, karanlık bir mahzende tutulmuştum. | Open Subtitles | كنت في قبو صغير جداً، ومظلم |