ويكيبيديا

    "bir nevi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نوعاً ما
        
    • نوعا ما
        
    • نوع من
        
    • نوعًا ما
        
    • نوعاً من
        
    • من نوع
        
    • نوع ما
        
    • كنوع من
        
    • النوع
        
    • يشبه
        
    • نوعٌ
        
    • نوعًا من
        
    Sonra bir nevi hacmini azaltıp benim apartman dairemin manzarasını bloklamasını önlüyoruz. TED لذلك قمنا نوعاً ما بتقليص الحجم لذلك لم نحجب المنظر من شقتي
    Söylemem lazım, duyurudan bu yana... bir nevi ünlü oldum. Open Subtitles عليَّ إخبارُك، منذُ الإعلان عن المُحاكمة أَصبحتُ مَشهورةً نوعاً ما
    Bana kızma, ve gerçekten üzgünüm ama onları ayarlayan bir nevi bendim. Open Subtitles حسناً, لا تغضبى وأنا حقاً آسفة ولكن أنا نوعاً ما قدمتهم لبعضٍ
    Yalnız başımayken ve öylece yatarken her şey sadece, bir nevi kayboluyor. Open Subtitles عندما أكون وحيداً وإذهب بأقصى سرعة كل شئء ، فقط نوعا ما
    Cehennemin 36 lejyonunun büyük düzeninde o bir nevi, kibirli bir zengin çocuk. Open Subtitles في المخطط الكبير ل36 اساطير الجحيم هو نوعا ما يسمي بالطفل الغني المتكبر
    Bence bu şey bir nevi cilt alerjisi falan olmalı. Open Subtitles أنا متأكدة أنه نوع من الإلتهابات الجلدية بسبب سمّ نباتي
    Aslında düşününce bir nevi sıvı ve tuhaf dokulardan oluşan torbalar gibiyiz, etrafı ince bir deri tabakasıyla kaplı. TED عندما تفكر بالفعل في ذلك، فنحن نوعًا ما مثل أكياس السوائل وبعض الأنسجة الغريبة محاطة بطبقة رفيعة من الجلد.
    Evet, bir nevi. Ama ben aktifleştiremem sadece annem yapabilir. Open Subtitles أجل، نوعاً ما ولكنني لا أستطيع تشغيله فقط أمي يمكنها
    Hani ölürsen, bu olumlu baktığım bir nevi yaratıcı yönetimim. Open Subtitles إذا مت هذا نوعاً ما الإتجاه المبدع .الذي سأميل إليه
    Bu noktalar insanların vasıflarını sergiliyor. bir nevi kendi vucütları var ve etrafa çılgınca yayılıyorlar, dünya yaşamına keşfediyormuş gibi. TED النقاط تعكس جودة الإنسان. أنهم نوعاً ما لديهم أنشطتهم الخاصة، أنهم ينسابون بتهور، نوع من استكشاف فضاءات الحياة.
    Bir sürü bilgisayar soğutma fanı kullandım ve bir nevi onları biraraya koyup ne olduğuna baktım. TED استخدمت الكثيرمن مراوح تبريد الكمبيوترات و نوعاً ما وضعتهم جميعاً لنرى ما سيحدث.
    O bölgenin ana ekonomisi olan, bir nevi Cape Cod'ları olan, sonbahardaki balık sezonunu kaçıracaklardı. TED وكانوا سيفوتون موسم صيد السمك في الخريف، والذي كان الاقتصاد الرئيسي لذلك الجزء، والذي هو نوعاً ما يشبه خليج الكيب كود.
    Ama bu, bir nevi önceki mesajlaşma örneğindeki hedefe benziyor. O zaman da sadece bir mesaj iletmeye çalışıyorduk. TED لكن هذا مشابه نوعاً ما لهدفنا من المحادثات من قبل، حيث نحاول فقط إيصال رسالة.
    Yani cinayet çözme konusunda bir nevi uzman sayılırsınız dğeil mi? Open Subtitles إذا فأنت خبير نوعا ما عندما يتعلق الأمر بحل جريمة قتل
    eğer görebiliyorsanız, bir nevi video oyunu gibi, yaklaşık 3D gibi görünüyor, ama büyük ölçüde, resim oldukça yassı ve ekranın yüzeyine bağlı görünüyor. Fakat kafa takibini açarsak, TED تشبه نوعا ما الألعاب الإلكترونية ولكن الصورة تبدو مسطحة ومقيدة بسطح الشاشة ولكن إذا شغلنا تعقب الرأس
    Web, bir nevi, her şeyi içine çeken bir karadeliğe benziyor. TED الويب ، بمعنى ما ، عبارة عن حفرة سوداء نوعا ما ، التي تبتلع داخلها كل شئ.
    Bu gazeteyi bir nevi diskoteğe çevirmek istiyorsun. Ama bu işe yaramayacak. Open Subtitles تحويل هذه الصحيفه إلى نوع من التحقيقات لكن هذا لن يُجدى نفعاً.
    Bunu yapmak için bir nevi insanlara bağımlıydınız, ve bu temel ilke sayılırdı. TED ستكون نوعًا ما معتمدًا على الناس لفعل ذلك, كانت تلك اللبنة الأولى.
    NN: bir nevi eşzamanlı bir arayüz kullanımıydı, konuştuğun ve işaret ettiğin zaman ve bir bakıma çoklu kanal kullandığın zaman. TED نيكولاس: كان نوعاً من التفاعل المتزامن، عندما تتكلمون و تشيرون و لديكم، إن أردتم قنوات متعددة.
    Buradaki bir nevi fallik parça yaklaşık bir ayak boyunda. TED انها من نوع النباتات القضيبية والتي يبلغ طولها قدم
    Glacier Milli Parkı'nda; uzun ve dar, içinde bir nevi baş aşağı duran dağlar olan Bowman gölündeydim. Ve partnerimle benim bir yarış kayığımız vardı. TED كنت في بحيرة بومان في حديقة جلاسير الوطنية، وهي بحيرة طويلة ونحيلة وفيها نوع ما من الجبال المقلوبة، وكان لدي أنا ومن يرافقني قارب تجديف.
    Beyinlerimizin daha iyi görmesi için, bir nevi insani sezgilerimizi tatmin etmek adına RGB (kırmızı-yeşil-mavi) kullanıyor olmamız komik. TED ومن المضحك أننا نستخدم آر جي بي فقط كنوع من الإرضاء لحدسنا الإنساني، حتى نستطيع أن نرى أدمغتنا بشكل أفضل.
    O bir nevi doğru sevgiyi muhtemelen size veremedi, fakat bizim için, o bir nevi doğru sevgiyi insanlara verdi, bu önemlidir. TED أعتقد أنه لم يمنحك الشكل الصحيح من الحب و لكنه أعطانا نحن النوع الصحيح من الحب و التعاطف و هذا شيء مهم.
    Bu bir nevi elle sarılan transistörlü radyolardan Pentium'a geçmemiz gibi. TED هذا يشبه عند تغييرنا من أجهزة الراديو الترانزستور ملفوفة باليد إلى البانتيوم.
    Sizlerle paylaşacağım hikâyede, bizleri sarmalayan bu dünyanın ve içerisindeki bizlerin bilinç deneyimleri, canlı bedenlerimiz ile birlikte ve onun dolayısıyla gerçekleşen bir nevi kontrollü halüsinasyonlardır. TED فى القصة التى سأُخبرُكم إياها، خبراتنا الواعية للعالم من حولنا ، و لأنفسنا بداخله، هى نوعٌ من الهلاوس المتحَكَّم فيها تحدث مع وخلال وبسبب أجسادنا الحية.
    Hayal gücünün bir nevi tecriti hâline gelmesi gerçeği dışında. TED باستثناء حقيقة أنها تصبح نوعًا من تنحية الخيال.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد