Jack Dempsey'nin ağır siktlet şampiyonluğunu bir New York'luya kaybetmesi gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل جاك ديمبسي خسر لقبه في الوزن الثقيل من أجل فتاة من نيويورك |
O bir New York'lu, at sineği taksilerde bulunmaz ki. | Open Subtitles | انها من نيويورك لن تستطيع التمييز بين القرادة وسيارة الاجرة |
Tipik bir New York kenti dairesi penceresinde haftada yaklaşık bir salata yetiştirebildik. | TED | في الواقع استطعنا أن نزرع السلطة في أسبوع بما يتطابق مع نافذة شقة مدينة نيويورك. |
Derler ki, New York'ta 10 yıl yaşarsan resmi olarak kendine bir New York'lu diyebilirsin. | Open Subtitles | يعيش في Ifyou لفهد لمدة عشر سنوات، يمكنك الاتصال نفسك نيويوركر. |
O zamanlar zeki bir New York'luydun. | Open Subtitles | لقد أنتهت تلك الأيام يا عزيزتي عندما كنتي نيويوركية ذكية |
Dışarıda harika bir New York havası var. Sen neler yapıyorsun burada? | Open Subtitles | هذا يوم عظيم بالخارج بالنسبة لنيويورك ، ماذا تفعل هنا ؟ |
Ben de özellikle kaynaklar bedavayken bu güçlü ve sağlıklı bir New York ortaya çıkarma konseptinin anlamlı olacağını düşündüm. | TED | فكرت في هذا المفهوم لتصميم نيويورك قوية وصحية من المنطقي، خاصة عندما تكون المصادر مجانية. |
Yalnızca Çin her iki yılda bir New York şehri boyutunda bir mega kenti ekliyor. | TED | إن الصين وحدها تقوم بإضافة مدينة كبيرة بحجم مدينة نيويورك كل سنتين. |
Her günüm, bir grafik tasarımcı olarak işim ve bir New York'lu olarak günlük yaşantım arasında denge kurmakla geçiyor. İki unsur var ki bende ciddi anlamda hayranlık uyandırıyor. | TED | إنني أعمل على تحقيق التوازن بين هذين الأمرين في عملي اليومي كمصمم رسومات، فضلاً عن حياتي اليومية كشخص يعيش في نيويورك كل يوم، وهذان العنصران يجذبان اهتمامي إلى حد كبير. |
Yakın zamanlı bir New York Times analizi ülke çapında 1.5 milyon siyahi erkeğin kayıp olduğunu duyurdu. | TED | أثبتت تحليل حديث بصحيفة نيويورك تايمز بأن 1.5 مليون شخص من ذوي البشرة السوداء هم في عداد المفقودين. |
Büyük bir New York reklam şirketinin ortağı oldum. | TED | أصبحت شريكاً في وكالة إعلانات كبرى في مدينه نيويورك. |
Ödül, önemli editörlerle, ajanslarla ve başka yazarlarla tanışmak amaçlı bir New York gezisiydi. | TED | وكانت الجائزة عبارة عن رحلة إلى نيويورك للقاء نخبة من رؤساء ووكلاء التحرير ومؤلفين آخرين. |
Telaş etmeden gerçek bir New York güzeli bulacağım. | Open Subtitles | اسمع ، سآخذ وقتي حتى أجد فتاة من نيويورك رائعة |
Solcu, entellektüel bir New York Yahudisine benziyorsun. | Open Subtitles | أنتِ مثل يهود نيويورك يساري ، تحرري ، مثقف |
bir New York editörü Frankfurt Kitap Fuarına giderken Paris'te konaklamıştı ve ona iyi vakit geçirtmek istiyordum. | Open Subtitles | صاحبة دار نشر في نيويورك كانت ستبيت ليلة في باريس في طريق العودة من معرض بفرانكفورت أردت لها أن تمضي وقتا ممتعا |
Saat sabah 6.45 tamamen açik bir New York sabahi. | Open Subtitles | السادسه و 45 دقيقه صباح الجمعه في نيويورك |
Ferguson, katledilmiş bir New York polisinin tek oğluydu. | Open Subtitles | فيرغسن كان الأبن الوحيد لعضو فرقة ولاية نيويورك المقتول |
- New York'lu olmasın. - Cinayet sebebi bir New York'lu | Open Subtitles | نيويوركر مع الدافع. |
-Gerçek bir New York sakini. | Open Subtitles | حقيقي يعيش الأصلي نيويوركر. |
Hele hele yeni yetme bir New York'lunun hiç değil. | Open Subtitles | وبالتأكيد ليس مساعداً لمستجدة نيويوركية متغطرسه |
- Gerçek bir New York güzeli. - Yeni başlıyor. | Open Subtitles | فتاة نيويوركية رائعة - سأراهن علي أنها مبتدأة - |
Çok ciddiyim. Sana harika bir New York turu ısmarlıyorum. Bu gece başlıyor. | Open Subtitles | جديا , أنا أعطيك رحلة لعينة لنيويورك وهي تبدأ الأن |
Daha iyi bir New York için öldüreceksek,.. | Open Subtitles | لتكون عملية القتل مفيدة لنيويورك |