Ama Tanrı Kain 'in öldürdüğü Habil'in yerine Havva 'ya bir oğul verdi. | Open Subtitles | ولكن الرب أعطى حواء إبناً آخر عوض هابيل الذى قتله قايين |
bir oğul verdiğimde bana hislerini değiştirmişti. | Open Subtitles | نظر إليّ على نحو مختلف تماماً منذ أن أعطيته إبناً |
Ve onu mübarek kılacağım ve ondan sana bir oğul vereceğim. | Open Subtitles | و سيصير إسمها سارة و سأباركها و أعطيك إبنا منها |
Tanrı Sara'yı kutsal kılacağını ve bana ondan bir oğul vereceğini söyledi. | Open Subtitles | الله سيبارك سارة وسيعطينى إبنا منها أيضاً |
Evet. Hep bir oğul istiyordu ve sen bunu biliyordun. | Open Subtitles | صحيح، فدوماً ما أراد ولداً وأنت تعلمين ذلك |
Bir gün bana bir oğul vereceğinden eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد في يوم من الأيام سوف تعطيني ابنا |
Bana istediğini yap beni ör et ya da istersen sağır fakat çok geç olmadan bana bir oğul ver. | Open Subtitles | أفعل كما تشاء معي أجعلني مكفوفة أو صماء إذا أردت لكن أرزقني بصبي قبل فوات الأوان |
Bugün zaten bir oğul yitirdim bir de torun yitirmeyeyim. | Open Subtitles | لقد فقدت اليوم إبناً بالفعل لا تجعلينى أفقد حفيداً |
bir oğul verdiğimde bana hislerini değiştirmişti. | Open Subtitles | نظر إليّ على نحو مختلف تماماً منذ أن أعطيته إبناً |
Sonra yine yüce Tanrı kulu Davud'a dedi ki, senden bir oğul dünyaya geldi, bir barış adamı" | Open Subtitles | و مرة أخرى ، تحدث الرب "ياهو " لعبده " داود " تنبه ، لقد ولد لك إبناً رجلاً للسلام |
Bu yüzden, bir oğul bırakacağım, sonra onun da oğulları olacak. | Open Subtitles | لذا , سأترك إبنا ورائى الذى سينجب تباعا أبناء آخرون |
Roy ve Becky Danary, 1985'te ölmüşler arkalarında William Danary adında bir oğul bırakmışlar ama ona ne olduğu hakkında bir kayıt yok. | Open Subtitles | روي و بيكي داناري توفيا عام 1985 مخلفين إبنا إسمه ويليام داناري لكن لا يوجد سجل عما جرى له |
Barış gücü çiftinin ölüp bir oğul bıraktıkları aynı zaman ve yer. | Open Subtitles | في نفس الوقت و المكان الذي تركا فيه الزوجان في قوات السلام إبنا |
Hep yanında olmaya çalıştım ve layığıyla bir oğul oldum ama annemin bir şeyi var bir şeyler yapıyor ve hep beni suçluyor. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكون دائماً هناك من أجلها ولقد كنت ولداً مطيعاً جداً لكن هناك خطب ما في والدتي |
Ama biliyorsun, harika bir oğul yetiştirdim. | Open Subtitles | و لكن كما تعرفين فأنا ربيت ولداً رائعاً |
Shelly'ye hamileyken kiliseye gidiyordum ve Tanrı'dan bana dangalak babasından daha zeki bir oğul vermesi için dua ettim. | Open Subtitles | ،)عندما كنت حبلى بـ (شيلي ،كنت متجهة للكنيسة و كنت أدعو لله أن يرزقني ولداً أذكى من والده الغبي |
Korkma Meryem sen, Rabbin lütfuna mazhar oldun! Yaklaş... hamile kalacak ve bir oğul doğuracaksın. Adını, İsa koyacaksın. | Open Subtitles | ـ قد وجدت نعمة عند الله ها انت ستحبلين و تلدين ابنا و تسمينه يسوع |
bir oğul kaybedince yerine yenisi bulunur. | Open Subtitles | اذا خسرت ابنا, فبأمكانك الحصول على غيره |
Bana istediğini yap beni ör et ya da istersen sağır fakat çok geç olmadan bana bir oğul ver. | Open Subtitles | أفعل كما تشاء معي أجعلني مكفوفة أو صماء إذا أردت لكن أرزقني بصبي قبل فوات الأوان |
Crispen Caruthers sevilen bir oğul, ağabey ve amcaydı. | Open Subtitles | "كريسبن كاروذرز" كان ابناً محبوباً وأخاً وعماً. |
Gerdek gecende karna düşmüş bir oğul. - Güçlü adammışsın. | Open Subtitles | ابنٌ زرعتَ بذرته في ليلة زفافك، أنتَ رجلٌ فحل. |
Bu gece, Bay Thorn Tanrı size bir oğul verdi. | Open Subtitles | منذ هذه الليله يا مستر ثورن و الرب قد أعطاك أبنا |
Ama hatırla ki ölenler bir oğul, bir baba, bir koca bir sevgili bir kardeşti. | Open Subtitles | لكن تذكروا أن من ماتوا كل واحد منهم كان أبناً أو أباً أو زوجاً عاشقاً |