bir parazit gibi, her yeni ortama adepte olmaya hazırsın. | Open Subtitles | انت مستعد تماما للتكيف .إلى أي خلفية جديدة مثل طفيلي |
Böyle düşünmenin sebebi onun, içine girerek beynine yerleşmiş bir parazit olması. | Open Subtitles | لأنها وحش طفيلي تدّخل في حياتنا الخاصة و زرعت نفسها في دماغنا |
Ayrıca kedisinden kişiliğini kurnazca yönlendiren bir parazit kaptığını söyledi. | Open Subtitles | وايضاً اخبرني ان قطته اعطته مرض طفيلي تتلاعب بشخصيته بمهارة |
Diğerleri atayurt için çalışırlarken, sen sadece bir parazit oldun. | Open Subtitles | حين كان يعمل الشعب من أجل أرض الآباء لم تكوني سوى عالة على الآخرين |
Yerel sivrisineklerde bulunan bir parazit vasıtasıyla yayılan sıtma hızlıca yayılmak ve kan dolaşımını bozmak için kuluçka olarak alyuvar hücrelerini kullanır. | TED | والذي ينتشر بواسطة متطفل يوجد في نوع من أنواع البعوض المحليّ، تستخدم الملاريا كريّات الدمّ الحمراء كحاضنات لتنتشر بسرعة وبشكلٍ قاتلٍ في الدمّ. |
bir parazit seni eşinden uzaklara sürükleyebilir ve evliliğini alt üst edebilir. | Open Subtitles | الطفيليات هي اي شئ يلتصق بك او بشريكك ويمتص الحياة من زواجكم |
Bu bir parazit için çok zekice. | Open Subtitles | ذلك رائع جدا لطفيلي |
Uzaylılar beni kontrol etmek için sırtıma bir parazit koydular. | Open Subtitles | وضع الفضائيون طفيلياً على ظهري للتحكم بي |
O da sizden biri fakirlerin sırtından geçinen şımarık bir parazit! | Open Subtitles | هي واحدة منكم! طفيلية مدلّلة تعيش على ظهور سيئة! |
Karıncanın beyni, beyni etkileyen ve intihara da neden olan bir parazit tarafından ele geçirilmiş. | TED | طفيلي إختطف دماغ النملة وأصابه مما حمل النملة أن تسلك سلوك إنتحاري. |
Konuşma dili, bu görüşe göre uyum sağlamayı başardığımız bir parazit, başlangıçtan beri genlerimizden gelmiyor. | TED | اللغة هي طفيلي اعتدنا عليه و ليس شيئا كان هنالك اصلا من أجل جيناتنا بوجهة النظر هذه. |
Burada bir parazitten bahsediyoruz, iki bacaklı bir parazit değil, sekiz bacaklı bir parazit, elbette. | TED | نحن هنا نتكلم عن طفيلي, ليس ثنائي الارجل, بل سداسي الارجل, بالطبع. |
Bağışıklık sistemine saldıran ölümcül bir parazit taşıyor. | Open Subtitles | في هذه الحالة، بشكل مميت طفيلي ذلك يهاجم نظام المناعة. |
Bilmiyorum, suda üreyen bir parazit olabilir. | Open Subtitles | آي لا يعرف. هو لربما كان نوع من طفيلي الذي ينتقل بالماء. |
Bay Baum benim bir parazit olduğumu düşünüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت ترى أني طفيلي , أليس كذلك يا سيد بوم ؟ |
Erkeği çok daha küçük ve aslında onun üstünde yaşana bir parazit. | Open Subtitles | الذكر أصغر بكثير, وطفيلياً بالأساس, يعيش عالة عليها. |
Başkalarının bedeniyle, bir parazit gibi geçinmek zorundayım. | Open Subtitles | أعيش عالة على إنسان.. مجرد طفيل... |
Gnarl adında bir iblis. Uzun tırnaklı bir parazit. | Open Subtitles | شيطان يدعي " نارل "إنه حيوان متطفل لديه هذه الأظافر الطويلة القذرة |
Porter hakkında ciddi olamazsın. O adam bir parazit. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون جاد بخصوص(بورتر)، ذلك الرجل متطفل |
Virüsler her canlı türünü etkileyen organik bir parazit türüdür. | TED | الفيروسات هيَّ نوع من الطفيليات العضوية التي تصيب تقريباً كل أشكال الحياة. |
Oksijen yönünden zayıf bu mahsur sularda büyük bir parazit ve enfeksiyon riski mevcut. | Open Subtitles | ،في الماء قليل الأوكسجين هناك خطر متزايد من الطفيليات والعدوى |
- Tatsız bir parazit gibi bir şeyin yok mu? | Open Subtitles | أوليست لطفيلي ناكر للجميل؟ |
- Sırtına bir parazit takmaları onun suçu değil. | Open Subtitles | ليس ذنبه إن وضعوا طفيلياً على ظهره |
Bu kişilerden ikisi öldürüldü, bir başkası da Dünya dışı kaynaklı bir parazit enfeksiyonundan öldü. | Open Subtitles | ... فقد قُتل اثنين من هؤلاء الناس وماتت أخرى بسبب عدوى طفيلية ... ذات أصل فضائي |