Seninle kendi basima ilgilenemem ve seni özel bir programa göndermeme izin vermezsin. | Open Subtitles | لا يمكنني الاعتناء بك لوحدي وإنّك لم تسمح لي بوضعك في برنامج خاصّ |
Kadın sağlık görevlisi olmak için iki yıllık bir programa kaydoldum. | TED | سجلت في برنامج لمدة سنتين لأصبح مشرفة صحية |
Hikâyesini araştırır, bir programa kaydını yaptırır, taburcu ederim. | Open Subtitles | ماذا ستفعل إذاً؟ , أتحقق من قاعدة البيانات لحالة مشابهة أضعه في برنامج , ثم أصرفه |
Artık bir programa katıldım, Tanrı yanımda. | Open Subtitles | والان انا في برنامج ، ولدي المسيح الى جانبي |
Leslie'nin tüm email'lerini, mektuplarını ve notlarını bir programa girdim ve... bir kelime bulutu oluşturdum. | Open Subtitles | لقد أخذت من كل رسائل ليزلي وخطابتها ومذكراتها في برنامج وأنتج غمية من الكلمات |
Ona gerçekten yardım etmek istiyorsan, neden özel bir programa yerleştirmiyorsun? | Open Subtitles | أنظر, لو كنت تريد حقاً مساعدته لماذا لا تضعه في برنامج تأهليلي |
"Rozet ve Onur" adında bir programa da danışmanlık yapıyorum. | Open Subtitles | إنّني مُستشار في برنامج يُدعـى ''الشّارة والشّرف'' |
Köyümüze güneş enerjisi getirmek için bir programa kabul edildi. | Open Subtitles | لقد قبلت في برنامج لتجلب الطاقة الشمسية لبلادنا |
Köyümüze güneş enerjisi getirmek için bir programa kabul edildi. | Open Subtitles | لقد قبلت في برنامج لتجلب الطاقة الشمسية لقريتنا |
Ergen anneler için olan alternatif bir programa yazılmam için zorladı. | Open Subtitles | وأجبرني على الانخراط في برنامج بديل للأمهات المراهقات |
Bunu küçük güzel bir programa nasıl yerleştirebilirsiniz? | TED | كيف تضعها في برنامج صغير لطيف؟ لا يمكن |
Bazı değişiklikler yaparak yepyeni bir programa dönüştürdük. | Open Subtitles | الذي وضعناه تحوّله في برنامج جديد تماما |
Greg, 70'li yıllarda, CIA tarafından düzenlenen, bir programa katılmıştım. | Open Subtitles | غريغ، شاركت في برنامج وكالة المخابرات المركزية الأمريكية-السري الممولة في السبعينات |
Eğer videomuzu "Dünyanın en rahatsız penyesi" adında bir programa gönderseydik, biz kazanmıştık. | Open Subtitles | حسناً، إذا كنا سنسجل شريط إخباري لنكون في برنامج واقعي يدعى، "القميص الأكتر إزعاجا في العالم"، |
Bardağı taşıran damla, onu özel bir programa yazdırdıktan sonra oldu. | Open Subtitles | آخر محاولة, أدخلتها في برنامج |
Belediye onu bir programa yerleştirdi. | Open Subtitles | سوف يضعونه في برنامج |
Kod adı "Zihin Fısıltısı" olan bir programa yerleştirilmiş. | Open Subtitles | تم وضعه في برنامج سري باسم حركيّ (مايند ويسبر= همس العقل) |
Onu St. Matthews'daki bir programa yazdırdık. | Open Subtitles | تمكنا من ادخاله في برنامج (في مدرسة (القديس ماثيو |
bir programa katılmış olabilir. | Open Subtitles | لقد كان في برنامج |
Ünlü olması için onu, insanların Erik Estrada'ya meydan okuduğu bir programa çıkardım ama ünlü olmak yerine o psikopat gibi göründü ve daha da kötüsü, Darnell'in sanık koruma programındaki maskesini düşürdüm ki bu da bir üyesi dışında tüm ailenin taşınmak zorunda kalması demekti. | Open Subtitles | لذا أعطيتها فرصة أُخرى لتكون مشهورة في برنامج ألعاب حيث الناس يواجهون (إيرك إيسترادا) لأي شيء وبدلاً من أن تكون مشهورة، بدت مُرعِبة وأسوء أيضاً، فأنا حطّمت غِطاء حماية (دارنيل) في برنامج حماية الشاهد مما يعني إن على جميع العائلة أن ترحل، ماعدا واحد |