Orada kalmasına izin vermeleri için bir milyon dolarlık bir rüşvet önermiş. | Open Subtitles | و عرض عليهم رشوة بمليون دولار اذا سمحوا له أن يعيش هناك |
Buna karşılık, dolaylı anlatım sayesinde gizli bir rüşvet teklif ederseniz dürüst olmayan bu memur bunu bir rüşvet olarak yorumlar bu durumda da bir mebla ödersiniz. | TED | ومن ناحية أخرى، باستعمال اللغة غير المباشرة، إذا قدمت رشوة مستترة، آنئذٍ الشرطى الغير نزيه يمكن أن يؤولها كرشوة، وفي هذه الحالة تكون دفعت مكافاءة ذهابك حراً، |
CA: 3.000 rupilik bir rüşvet için, 70 dolar yani, işinizin devam etmesi açısından ne kadar ücret almak zorundasınız? | TED | كريس: لكن إذا كانت هي رشوة ب 3000 ، يعني 70 دولاراً، كم المبلغ الذي ينبغي أن يدفعه، ويمكنك تحقيق نجاح العمل؟ |
Bu bize, Mirae Motor'un Hangyul Bankası'ndan üç milyarlık bir rüşvet fonu düzenlediğini ve Jang Pil Woo'nun seçim kampanyasına 30 milyon verdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهي تكشف بأن شركة (ميراي) تموِّل صندوقاً من مصرف (هانيول) بثلاثة مليارات. وتدفع 30 مليوناً لعضو الكونغرس "يانغ" لدعم حملته الانتخابية. |
Bu bize, Mirae Motor'un Hangyul Bankası'ndan üç milyarlık bir rüşvet fonu düzenlediğini ve Jang Pil Woo'nun seçim kampanyasına 30 milyon verdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهي تكشف بأن شركة (ميراي) تموِّل صندوقاً من مصرف (هانيول) بثلاثة مليارات. وتدفع 30 مليوناً لعضو الكونغرس "يانغ" لدعم حملته الانتخابية. |
bir rüşvet cıvata için, diğeri somun için. | Open Subtitles | من الكتلة الشرقية بدون رشوى هناك رشوة للبندقة |
Etten kemikten bir rüşvet baylar, bu arada kocası da kargaşa ve savaşı kışkırtıyor. | Open Subtitles | رشوة بجسدها سادتى بينما زوجها يروج للفوضة والحرب |
Üç binlik küçük güzel bir rüşvet, değil mi? | Open Subtitles | ثلاثة آلاف مبلغ رشوة جيّد، أليس كذلك؟ هيّا |
Eğer bana başka bir rüşvet teklifinde bulunacaksanız alacağınız şeyi biliyorsunuz. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين أن تعرضي علي رشوة أخرى تعرفين إلى أين سيوصلك ذلك |
Önceki teklifinize direnenlere başarılı bir rüşvet verme girişiminin anahtarı, araştırma ve gözlem yapmaktır. | Open Subtitles | مفتاح النجاح في رشوة شخص ما رفض الرشوة في البداية وقاوم هو إسلوب المراقبة والبحث |
bir rüşvet olur ama bu yasal olur. | Open Subtitles | قد تكون عبارة عن دفع رشوة ولكنّها رشوة قانونية |
Eğer bunun gibi bir adam apaçık, korkusuzca böyle bir rüşvet talep edebiliyorsa, | Open Subtitles | عندما يمكن لرجل كهذا أن يطلب رشوة علنًا دون خوف من النقد |
Sabah kararınızı söyleyin. Bunun bir rüşvet olduğunu düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. | Open Subtitles | أعلمنا في الصباح إذا كنت تظن أن هذه رشوة فأنت محق |
- Bu bir rüşvet mi Bay Martinez? | Open Subtitles | يُحاولُ رَشوتي، السّيد Martinez؟ هو لَيسَ a رشوة. |
Etrafa biraz para yedireceğim diye bir rüşvet skandalına karıştı. | Open Subtitles | حاول دفع المال و تورّط بفضيحة رشوة |
Buraya geldiğimden beri tek bir rüşvet vermedim. | Open Subtitles | لم أدفع أي رشوة منذ أن قدمت الى هنا |
paramızla, bir rüşvet planı ayarlayabilirim bana italyaya sığınma sağlayabilirsiniz sana bunu verebiliriz. | Open Subtitles | بأموالنا يمكنني رشوة أي أحد يمكنني توفير ملجأ لي في "ايطاليا" يمكننا اعطائكِ هذا |