Belki de bir restorant açardım. Nedir bu bakış böyle? | Open Subtitles | أو كنت سأنشىء مطعماً لماذا تنظرون إلى هكذا ؟ |
Bay flörtcü krep yapıcıyla bir restorant açmayacaktım. | Open Subtitles | لم أكن سأفتتح مطعماً . مع سيد صانع الكريب |
Köpeklere izin veren bir restorant olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف مطعماً يقبل بدخول الكلاب. |
Ve buradan üç blok ötede harika bir restorant var, | Open Subtitles | وهناك مطعم صغير رائع على بُعد ثلاث جادّات من هنا. -حقاً؟ |
Örneğin burası, bir ailenin işlettiği küçük bir restorant orda yiyebileceğin en lezzetli el yapımı Tamale'leri(Meksika Yemeği) yiyebilirsin. | Open Subtitles | هنا مثلاً, يوجد مطعم صغير تملكه عائلة... يقدمون فيه ألذ "تامالى" مطبوخ يدوياً |
Eğer Mark'ın bana özel hayatında zamanı yoksa, bir restorant alır ve profesyonel olanının bir parçası olurum. | Open Subtitles | إذا كان (مارك) لا يمتلك وقتاً لي بحياته الخاصة فسأشتري مطعماً و أكون جزءاً . من حياته المهنية |