Bir kamyoncu bildirdi, siyah bir SUV içinde umursamaz bir sürücü... 232 yolu üzerinde güneye gidiyormuş ve fena halde sallanıyormuş. | Open Subtitles | سائق شاحنه للتو ابلغ عن سائق متهور في سيارة دفع رباعي سوداء تتجه جنوبا على 232 و تنحرف بشكل خطير للغاية |
Bu vaka hakkında çok birşey söylemeye gerek yok, bu bir trafik kazası, alkollü bir sürücü bu kadına çarpmış. | TED | وبدون التحدث كثيراً عن هذه الحالة يمكن القول انها حادث سيارة لقد صدم سائق مخمور هذه المرأة |
Harika bir sürücü ve master öğrencilerine ve bu tür araştırmalara katlanmakta çok istekli biri. | TED | سائق رائع، ومستعد جداً لمتابعة طلاب الدراسات العليا وهذا النّوع من البحوث. |
Siz Volkswagen'de bir sürücü veya yolcusunuz. | TED | فأنت اما ان تكون السائق .. او تكون الراكب .. هكذا تقول شركة فولكس فاجن |
Jennifer'ın hayatı ansızın sona erdi. Sarhoş bir sürücü ezebilirdi, kafasına meteor da düşebilirdi. | Open Subtitles | حياة (جينيفر) إنتهت فجأة كان يمكن أن يكون سائقاً ثملاً ، أو نيزكٌ واقع |
A şeridindeki bir sürücü kaza yaparken, B şeridindeki diğer bir sürücü yoluna devam edebilir. | Open Subtitles | سائق في المنطقة أ توفي وسائق في منطقة ب لم على قيد الحياة |
Hayır, hiçbir zaman iyi bir sürücü olduğumu söylemedim, iyi park ederim demiştim. | Open Subtitles | لم أقل سائق ماهر، وإنما قلت إنني راكن ماهر |
bir sürücü, bir yayaya çarpınca sürücünün ihmali olduğu varsayılır. | Open Subtitles | عندما سائق يصدم أحد المشاة الافتراض أن السائق مهمل |
Bakın, işin aslı, yakında işsiz kalacağım, yani... eğer bir sürücü arıyorsanız, haberim olsun. | Open Subtitles | الحقيقة أنني سأخسر وظيفتي قريباً لذا أعلمني إن كنت تبحث عن سائق |
Sarhoş bir sürücü aileyi ezdiğinde, süren ben değilim. | Open Subtitles | عندما يصدم سائق شاحنة سكران عائلة من أربعة أفراد لم أكن أنا خلف المقود |
Başka bir sürücü bulursak, hala kazanabiliriz. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو سائق جديد و لا زال لدينا فرصة |
Sarhoş bir sürücü benim şeridime geçti ve bana önden çarptı. | Open Subtitles | كان سائق سكران يعبر الطريق فتلقيت صدمةً على رأسي |
Bunu bilmiyordum. Yasal bir sürücü yanımdayken bunun sorun olmayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | انا لم اكن اعرف ذلك لقد اعتقدت انني اذا قدت مع سائق بالغ فهذا امر عادي. |
Evine yürürken sarhoş bir sürücü tarafından eziliyor. | Open Subtitles | ذاهب الى البيت، يتم دهسه بواسطة سائق شاحنة فأصابه شلل كامل من الرقبة حتى الأسفل، في نفس اليوم |
Sarhoş bir sürücü ölüme neden olan bir kaza yaptı. Polisleri aradık. O da kaçtı. | Open Subtitles | سائق ثمِل، وحادثة مميتة، اتصلنا بالشرطة، وهرب. |
2 yıl önce işten eve dönerken sarhoş bir sürücü yüzünden öldü. | Open Subtitles | قبل سنتين كانت عائدة إلى البيت وقتلها سائق ثمل |
Ama ikinci olarak, belki içki içmenin tehlikeleri hakkında bir şarkı yok çünkü içki içmeyen bir sürücü varsa, hiçbir tehlikesi yok. | Open Subtitles | لكن ثانياً ربما لايوجد حقاً ثمة أغنية عن مخاطر الشرب لأنه حقاً لايوجد مخاطر ما دام لديكِ سائق معيّن مثالي |
Sezon başladıktan sonra nasıl bir sürücü bulacaksın? | Open Subtitles | ما هو نوع السائق الذي تبحث عنه بعد ابتداء الموسم؟ حين الفتى تقوم بأعداه البطولة سوف تبدأ |
Jennifer'ın hayatı ansızın sona erdi. Sarhoş bir sürücü ezebilirdi, kafasına meteor da düşebilirdi. | Open Subtitles | حياة (جينيفر) إنتهت فجأة كان يمكن أن يكون سائقاً ثملاً ، أو نيزكٌ واقع |
Aynı şekilde iyi bir sürücü, frene ne zaman basacağını, köşeden ne zaman döneceğini ipuçlarına göre karar verir, bizim doktorlara ve hemşirelere bazı şeylerin yanlış gittiğini görmeleri için yardım etmemiz gerekiyor. | TED | بنفس الطريقة فإن سائقا جيدا لسيارة سباق يعتمد على الرموز لتحديد متى يجب استخدام الفرامل، متى تتجه إلى الزاوية، نحن بحاجة إلى مساعدة أطبائنا وممرضاتنا لنعلم عندما تبدأ الأمور في التدهور. |
Ve karşıdan karşıya geçerken, sabaha karşı iki sularında sarhoş bir sürücü bana çarptı. | Open Subtitles | وكنت أقطع الشارع، كانت الساعة نحو الثانية صباحاً وصُدمت من قبل سائقٍ ثمل |