Ben Bir süreliğine kayboluyorum, yani beni arama her şey halloldu mu? | Open Subtitles | اسمع, سأختبيء لبعض الوقت لذلك لاتتصل بي تم التعامل مع كل شيء؟ |
Sen yokken babam kalp krizi geçirdi ve Bir süreliğine öldü. | Open Subtitles | بينما كنتِ في السفر أصيب أبي بنوبة قلبية ومات لبعض الوقت |
Sen yokken babam kalp krizi geçirdi ve Bir süreliğine öldü. | Open Subtitles | بينما كنتِ في السفر أصيب أبي بنوبة قلبية ومات لبعض الوقت |
Geçen yıl Bir süreliğine burada görev yaptığı için giriş yetkisi vardı. | Open Subtitles | هو مصرح له بالدخول لأنه عُين هنا لفترة قصيرة خلال العام الماضي. |
Yanlış anlama, Bir süreliğine beni de yalnız bırakırsan çok sevinirim. | Open Subtitles | بكلّ احترام، سأقدّر لك لو تركتني وشأني لفترة من الوقت أيضاً. |
Bu tablo, dünyanın farklı yerlerinde 15-24 yaş arası insanların sayısını gösteriyor. Bir süreliğine şu mavi çizgiye odaklanmanızı istiyorum. | TED | أنا أريكم عدد الأشخاص ما بين 15 و 24 سنة في مختلف أنحاء العالم والخط الأزرق هو ما أريدكم أن تركزوا عليه لبرهة |
Herhangi birine burada kısa Bir süreliğine burada kalacağımı, söylemezsin değil mi? | Open Subtitles | أتظنين انه باستطاعتك ألا تخبري أحدا اني هنا فقط لفتره وجيزه ؟ |
Romantik şeylerden uzak durmaya çalışıyorum en azından Bir süreliğine. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أبقى بعيدة عن الرومانسية فقط لبعض الوقت |
Belki de Bir süreliğine işlerin senin için zorlaşacağı anlamına geliyordur | Open Subtitles | قد يعني هذا أنّ الأمور ستكون أكثر صعوبة عليك لبعض الوقت |
Biliyorum ama Bir süreliğine bu hastalıkla farklı bir yolla savaşmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعلم ولكن أظن علي مقاومة هذا بطريقة مختلفة , لبعض الوقت |
Dürüst olursak, oy çoğunluğuyla, Bir süreliğine okuldan uzaklaştırılmana karar verildi. | Open Subtitles | و لنكون عادلين مع الأغلبيه قررت المدرسة إيقافك لبعض الوقت |
- Gitmiyoruz. - Bir süreliğine. Şu Elliott işi. | Open Subtitles | ـ لسنا ذاهبـون ـ ليس لبعض الوقت ، هكذا هو العمل |
İnanırım. Ama, Bir süreliğine başka seans yapmayacağız. | Open Subtitles | أصدقك ، وسوف لن تكون هناك مزيداً من الجلسات لبعض الوقت |
Biriyle Bir süreliğine gittiğini hiç mi farketmiyor? | Open Subtitles | الا تلاحظ اى شئ عندما تذهب مع احداهن لبعض الوقت ؟ |
Ona verdiğim aşı Bir süreliğine normal hissetmesine yardımcı olacak ancak nöronları hala havai fişek gibi patlamaya devam ediyor. | Open Subtitles | الدواء الذي حقنتها به سيجعلها تشعر بأنها طبيعية إلى حد ما لفترة قصيرة. لكن خلاياها العصبية ما زالت ملتهبة للغاية. |
Orada sadece kısa Bir süreliğine bulunacaksanız o hâlde sömürmeniz gerekir. | TED | وإذا قررتم البقاء لفترة قصيرة حينها يجب الاستثمار. |
Polisler etrafı kurcalıyor, bizi Bir süreliğine içeri sokmak istiyorlar. | Open Subtitles | الشرطة يحاولون استخراج المعلومات يريدون أن نتوقف لفترة من الوقت |
Önce Bir süreliğine dışarı çıkmalıyım, tamam mı? | Open Subtitles | لكن عليّ الخروج أولاً لبرهة قصيرة, اتفقنا؟ |
Ama aslında iyiyim. Bir süreliğine kendi başıma olmak harika olacak. | Open Subtitles | ولكني في الواقع على مايرام سيكون رائعاً أن أكون بمفردي لفتره |
Ahlakçılar, haklı zamanlarını çok fazla bu oyunla harcamamaları için uyardılar hatta kısa Bir süreliğine, oyun Fransa'da yasaklandı, | TED | حذر الفاضلون من التكريس الكثير من الوقت لهم، مع لعبة الشطرنج حتى أصبحت محظورة في فرنسا لفترة وجيزة. |
İzin ver. Rahat bırak kendini. Bir süreliğine gözlerini kapa. | Open Subtitles | فقط استرح ، سلم نفسك لها و اغمض عينيك للحظات |
Eğer inek mor olsaydı, Bir süreliğine onu farkederdiniz. | TED | إذا كانت البقرة وردية اللون، فستلاحظها لفترة من الزمن. |
Bir hastam var ve kaldığı yer güvenli değil bu yüzden onu buraya getireceğim, Bir süreliğine. | Open Subtitles | لدي مريض جديد ، و مركز الرعاية ليس آمناً لذا سأجلبه إلى هنا لفترة بسيطة |
Bilmeni isterim ki kısa Bir süreliğine de evlenmiş olsak sen, hayatımın aşkıydın. | Open Subtitles | حتى ولو كنا متزوجين فقط لفترة قصيرة، كنتم حب حياتي. أوه، كيف الحلو. |
Yani, bunu bu şekilde kısa Bir süreliğine yaparsak sonunda bizi daha güçlü gösteren bir davranışsal sonuca ulaşabilir miyiz? | TED | مثل، هل من الممكن أن تفعل هذا السلوك لمدة قصيرة ثم تشعر فعلياً بمخرجات هذا السلوك الذي يجعلك تبدو اكثر قوة؟ |
Kısa Bir süreliğine burada, bir kız arkadaşı var, ve çok yakında da gidecek. | Open Subtitles | إنه هنا لوقت قصير لديه حبيبة و سيغادر قريباً |
İçi yalan dolu bu sırt çantasını Bir süreliğine de olsa yere bırakmış gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت وكأنني انزلت الحقيبه الكبيره بالكلام الفراغ لبعض من الوقت |
Lütfen Bir süreliğine saygı durşunda bulunalım. | Open Subtitles | ارجو منك ان تقفوا للحظه من للصمت والتأمل |
Bir süreliğine odamdan dışarı çıkmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أخرج من غرفتي لقليل من الوقت |