Umarım bu soruyu, yeni bir sağlık tercihi yapacağınız zaman hatırlarsınız. | TED | أتمنى أن تتذكر ذلك السؤال عندما تتخذ قراراً يخص رعايتك الصحية. |
çok daha karmaşık bir sağlık uygulaması yapılandırmış olan Cisco'ya kadar pekçok uygulama var. Size sağlık hizmeti sağlayanlarla etkileşime geçiş şekliniz artık daha farklı. | TED | إلى شركة سيسكو التي طورت منظومة صحية معقدة للغاية. فالقدرة على التفاعل مع المشرف على رعايتك الصحية مختلفة تماما. |
Günümüzde, organ yokluğu nedeniyle ciddi bir sağlık hizmeti krizi yaşamaktayız. | TED | في الواقع هناك ازمة صحية كبرى هذه الأيام تتمثل في نقص الأعضاء. |
Bak, 32 kilometre kadar geride bir sağlık merkezi gördüm. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد رأيت مستوصف طبي على بعد 20 ميلاً للوراء |
Üç ayrı iş yapıyorum ve bir sağlık sigortam yok. | Open Subtitles | ثلاث وظائف ، و للأن لم أحصل على تأمين صحي |
Yeni bir habere göre Mutlu Tavukçuluk bir sağlık duyurusunda bulundu. | Open Subtitles | في الأخبار مؤخرا، تم ذكرت استشارية الصحة من سعيد مزارع الدواجن. |
Bu çözüm için Norton Sound Health Corporation adında kabile şeklinde faaliyet gösteren bir sağlık örgütüyle işbirliği yapıyorum. | TED | هذا الحل هو نتاج لشراكتي مع منظمة صحة قبلية تدعى مؤسسة نورتون ساوند للصحة. |
Bir hasta bakım sisteminden ziyade, bir sağlık hizmeti sistemine sahip olmanın bize maliyetini bilirsek niçin onu uygulamayalım? | TED | إذا كنا نعرف ما يلزم ليكون هناك نظام للرعاية الصحية بدلا من نظام مريض لرعاية المرضى، لماذا لا نفعل سوى ذلك؟ |
Şimdi, Kanada'da, mükemmel bir sağlık sistemimiz var. | TED | في كندا لدينا نظام ممتاز للعناية الصحية. |
Öyleyse soruyorum, bir sağlık hizmetleri yöneticisi olsanız: Kaç tane hastanızın yiyecek sıkıntısı çektiğini ya da ay sonunda kirasını ödemekte zorlandığını bilebilir miydiniz? | TED | لذا أسأل، إذا كنت مسؤولا عن الرعاية الصحية هل تعلم كم عدد مرضاك ممن لا يجدون طعام أو يعانون لدفع آجار شهري؟ |
Ve bugün balıkları kaybediş hızımız böyle gittiği müddetçe daha önce görmediğimiz ve inanılmaz büyüklükte bir sağlık problemi ile karşı karşıyayız demektir. | TED | وبهذا المعدل الذي نخسر به الاسماك انها مشكلة انسانية ذات ابعاد هائلة مشكلة صحية لم نشاهد مثيلها من قبل. |
Böylelikle hastalıkları altüst edeceğiz ve yeni bir sağlık kültürü yaratacağız. | TED | فبفعلنا ذلك سنقهر المرض، سننشيء ثقافة صحية جديدة. |
Yakın bir zamanda bir sağlık konferansında D.C.'de tanıtıldı. | TED | وتم عرض هذا في معرض طبي في واشنطن العاصمة |
Daha çok para kazanır, daha iyi bir sağlık sigortan... | Open Subtitles | سـ تجني المزيد من المال و تأمين طبي أفضل |
Yüz mil içerisinde, bu derecedeki bir riskle başa çıkabilecek ekipmana sahip bir sağlık merkezi yok. | Open Subtitles | لا يوجد مرفق طبي ضمن مائة ميل مجهزة للتعامل مع هذا المستوى من الخطر الحيوي |
Adam: Herkes için, her yerde, her gün bir sağlık çalışanı diyorlar. | TED | رجل: ويقولون عامل صحي للجميع، في كل مكان، كل يوم. |
Cevabımız her yerdeki herkes için bir sağlık çalışanı istemektir. | TED | واستجابتنا هذه يجب أن تقتضي عامل صحي للجميع في كل مكان. |
Sınırları Olmayan Doktorlar Liberiya'da çünkü 11 yıl sonra Liberya'da hala işleyen bir sağlık sistemi yok. | TED | مجموعة أطباء بلا حدود موجودة في ليبيريا لأن ليبيريا فعلياً لا تزال بلا نظام صحي حقيقي، حتي بعد أحد عشر عاماً. |
Diğer bir açıdan ise, bu, elektronik sağlık kaydının sabit bir teşhis bilgi havuzundan bir sağlık desteği aracına köklü dönüşümü. | TED | ومن جهة أخرى، انه تحول جذري في السجل الطبي الإلكتروني من مستودع ثابت من المعلومات التشخيصية لأداة لترويج الصحة. |
Salıverildiğinde tertemiz bir sağlık raporu aldı. | Open Subtitles | هذا الرجل تلقى ورقة كاملة للصحة عند خروجه |
"GMI Health Network" şirketinin CEO 'su, Philadelphia dışında bir sağlık şirketi. | Open Subtitles | فهو الرئيس التنفيذي "لـ"جي أم أي للشبكات الصحية وهي شركة للرعاية الطبية "خارج "فيلي |
Uluslarası bir sağlık örgütünde görevliyim. Oh. | Open Subtitles | حسناً انا مع منظمة أغاثة دولية. |