Gri bir sakalı, beyaz bir saçı, gözlükleri var. | Open Subtitles | لديه لحية رمادية أبيض الشعر ، طويل ، ونظارات لقد وصفتي السيد"مكغلافل" للتو هذا كان مكتبه قبل مئة عام |
Ufak, kahverengi bir sakalı vardı. | Open Subtitles | تقريباً لديه لحية ليست كثيفة .. |
Ve kocaman, gür bir sakalı vardı. | Open Subtitles | وكانت لديه لحية كبيرة شعثاء |
"Lord Donbery adında büyük bir sakalı olan şişman bir kralın emri altındaymış." | Open Subtitles | كان قائدهم الملك, وهو رجل بدين , ذو لحية كبيرة. اللورد دانبورى |
Uzun ve kaba bir adam. Kocaman, sarı bir sakalı var. | Open Subtitles | رجل طويل وعنيف ذو لحية صفراء كبيرة. |
Kocaman yakışıklı siyah bir sakalı ve tehlikeli bir aksanı olan biri. | Open Subtitles | كان ضخماً و وسيماً و ذو لحية سوداء |
Ayrıca Zaman'ın uzun, beyaz bir sakalı olduğunu ve "Buralara gelip zaman yolculuğunu bulan insanı öldürmeyesiniz." yazan fermanı olduğunu da söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبرتك أيضا أن الزمن لديه لحية بيضاء طويلة ...و قائمة من الوصايا عليكم أن لا تسافروا عبر الزمن و تقتلوا خالق السفر عبر الزمن |
Yakup'un güzel bir sakalı var! | Open Subtitles | يوسـف" لديه لحية لطيفة" |
Çünkü Malibu Ken'in bir sakalı yok! | Open Subtitles | (لأن (كين ماليبو ليس لديه لحية |