Onu getirmenin bir sebebi var, değil mi, propagandacı? | Open Subtitles | لقد احضرتها معك لسبب ما اليس كذلك ايها الشاب |
Ay... Oraya kimsenin gitmemesinin bir sebebi var. Soğuk ve çirkin. | Open Subtitles | القمر , هناك سبب لعدم ذهاب أي شخص إلى هناك , إنه بارد وقبيح |
Neden onun klinik deneyini yönetecek bir araştırmacı istemediklerinin bir sebebi var. | Open Subtitles | أنت في ورطة كبيرة يوجد سبب ما في أنهم لا يريدون بحث ابتدائي يتولى عملية البحث الطبي |
Bu kaktüsü alarm saatini olduğu yere koymanın herhangi bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل من سبب محدد لكي تضعيها في مكان المنبه؟ |
Yalnız olmanın bir sebebi var. Okulda herkes senden nefret ediyordu. | Open Subtitles | ثمة سبب لوحدتك، لأنهم يكرهونك في المدرسة، جميعهم |
Hayır, ama sanırım O'nun karısının ölümüyle bu kadar ilgilenmesinin daha derin bir sebebi var. | Open Subtitles | كلاّ، لكن أعتقد أنّ هناك ثمّة سبب أعمق لهوسها الشديد بجريمة قتل زوجته |
Sen de hiç *bikini izi olmamasının bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في أنكِ لا تحصلين على تسمير البشرة |
Hiçbir zaman düşünmekten vazgeçmezsiniz bizim bir şuuraltımızın olmasının bir sebebi var. | Open Subtitles | الأشخاص مثلك.. أنتم لا تتوقفون لتفكرو بأن اللاوعي موجود لدينا لسبب وجيه |
Buraya gelişinin bir sebebi var. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى هنا لسبب معين ألا تريد أن تسألنى إن كان لدى عرض ؟ |
Alınma ama sana bıçak kullandırılmasının bir sebebi var. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة، لكن هنالك سببٌ لاستخدامك السكين. |
Bu insanların böyle olmalarının bir sebebi var. | Open Subtitles | إنها مختلة ,إن أمثالها ساقطات لسبب ما انني لا أتحدث عن المولودين زنوجا |
Bu insanların böyle olmalarının bir sebebi var. | Open Subtitles | إنها مختلة ,إن أمثالها ساقطات لسبب ما انني لا أتحدث عن المولودين زنوجا |
Kuralları koymamızın bir sebebi var. Onları çiğnerse ölebilir. | Open Subtitles | انظروا, لدينا قواعد لسبب ما كسر تلك القواعد قد يعرضها للقتل |
Bunu, Little Creek'te yapmamanızın bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب لعدم فعلك هذا في الجدول الصغير؟ |
Onu vurmamanın bir sebebi var, ve sen bunu biliyorsun. | Open Subtitles | هناك سبب لعدم أطلاقك النار عليه وأنت تعرف السبب |
- Ayakta duracağım. - Seni bekliyordum. - Burada olmanın bir sebebi var. | Open Subtitles | لقد تم إرسالي كنت أتوقع قدومك يوجد سبب لوجودك هنا |
Önceden aramamanızın bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك من سبب أنكم لا تريدون أن تتصلوا مسبقاً؟ |
Bence, biyolojik açıdan bakarsak bokumuzun kokusunu almamızın bir sebebi var. | Open Subtitles | أظن أنه من وجهة نظر بيولوجية ثمة سبب وراء شمنا لرائحة برازنا |
Yaşayan hastaların ciğerlerinin alınmamasının çok mantıklı bir sebebi var. | Open Subtitles | ثمّة سبب وجيه لعدم أخذ رئة من المرضى الأحياء |
Hâlâ etrafında gibi hissetmenin bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب في شعوركِ بأنه موجود دوماً حولكِ |
Bence İsa'nın beni senin hücrene göndermesinin bir sebebi var. | Open Subtitles | أعتقد ان يسوع ارسلني الي زنزانتك لسبب وجيه |
Bu kuralların olmasının iyi bir sebebi var... ve bunca zamandır hayatta kalmamızın tek sebebi onlar. | Open Subtitles | هذه القواعد موجودة لسبب معين وهي السبب الوحيد لبقاءنا كل تلك الفترة |
Kesinlikle açıklanabilir bir sebebi var | Open Subtitles | هنالك سببٌ مقنعٌ لهذا |
Aslında, vekilharcın beni görmeye gelmesinin önemli bir sebebi var. | Open Subtitles | ،بالحقيقة يوجد هناك سبب وراء مجيء الوكيل لرؤيتي |
Videonun geniş bant aralıklı olmasının bir sebebi var, | TED | ان ملفات الفيديو تحتاج تبادل بيانات كبير لسبب واحد |
İşimize dönüp, işe yarar bir şeyler yapmamamızın bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي سبب يمنعنا من العودة لعملنا، و القيام بعمل مفيد؟ |
Sadece başka bir sebebi var mı diye merak ettiğimden sordum. | Open Subtitles | لقد سألت لأعرف اذا كان هناك اسباب اخرى لهذا سألت |
Binbaşı, birliğinizdeki bir adam öldürüldü. Kimin öldürdüğünü öğrenmek istememenizin bir sebebi var mı? | Open Subtitles | أيّها الرائد، لقد قُتل رجل في وحدتك، فهل هناك سبب لماذا لا ترغب في أن نجد الفاعل؟ |