ويكيبيديا

    "bir servet" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ثروة من
        
    • ثروة طائلة
        
    • ثروة كبيرة
        
    • ثروة صغيرة
        
    • ثروةً
        
    • ثروته من
        
    • ثروتهم
        
    • ثروه من
        
    • من الثروة
        
    • هناك ثروة
        
    • له ثروة
        
    • عليهم ثروة
        
    • عن الذهب
        
    • تنفق ثروة
        
    • ثروة أخرى
        
    Kurbanımız Internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. Open Subtitles الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت
    bir servet yaratabilir ve bunu yaparken kahraman gibi görünebilirdiniz. Open Subtitles كُنتم لتصنعون ثروة من خلف هذا الأمر وستبدون كالأبطال الخارقين
    Emniyet kemerleri, güvenlik aygıtları vs. Bunlarla arkadaşın bir servet yaptı. Open Subtitles حزام مقعد من ادوات الامان وهلم جرا. وصديقك جمع ثروة طائلة.
    Craine de tekstil fabrikalarındaki işçilerden bir servet edinmiş. Open Subtitles ذلك حيث جَمعَ كراين ثروة طائلة على ظهورِ العمال في طواحينِ النسيج
    Manastırların kapatılmasıyla, Majesteleri büyük bir servet elde etti zaten. Open Subtitles نتيجة لتفكك الأديرة اكتسب صاحب الجلالة ثروة كبيرة
    Drake ailesi gayrimenkulları ile küçük bir servet sahibi oldular. Open Subtitles عائلة دريك كونت ثروة صغيرة بملكية بعض العقارات في البلدة
    Önde gelen bir iş adamı. Tekstilden bir servet kazandı. Open Subtitles هو كَانَ a نائب عملِ وهو عَمِلَ ثروةً في المنسوجاتِ.
    Büyükbabam cerrahi aygıtları satışıyla bir servet yaptı ve benim için bir fon oluşturdu. Open Subtitles جدي صنع ثروة من بيع أدوات العمليات الجراحية و ترك وديعة مالية لي
    Televizyonda gördüm. Adam bir servet kazanıyordu. Open Subtitles لقد شاهدت في التلفاز ذلك الوغد الذي جنى ثروة من تربية الخنازير
    Arkadaşım Bob Saccamano o işten bir servet yapmıştı. Open Subtitles أتدرون، لقد كوّن صديقي بوب ساكامانو ثروة من ذلك.
    Üzerime bir servet ödeyebilir. Open Subtitles عليك التكلم مع زوجتى ستكسبين ثروة طائلة منها
    Bir avukat olduğumda, lise dostlarımı savunarak bir servet kazanacağım. Open Subtitles عندما أَصبح محامي، سَإجمعْ ثروة طائلة من الدفاع عن رفاق مدرستي العليا. بادِئ مَعك ثلاثة.
    Dünya batsa da, adam bir servet kazanır. Open Subtitles العالم يتفكّك وهذا الرجل يجمع ثروة طائلة
    Elinde büyük bir servet var. Open Subtitles ، لديك ثروة كبيرة .. و لا أقصد بذلك المال فقط هذا المستقبل
    Bu adam bilgi satarak bir servet kazanıyor. Open Subtitles لقد بنى ذلك الرجل ثروة كبيرة من بيع تلك المعلومات.
    Bu oyunlardan faydalanıp birkaç yılda ufak bir servet kazanabilirdin. Open Subtitles واستخدت هذه الألعاب لمصلحتك لبضع سنوات ل جمع ثروة صغيرة.
    Çeşitli yardım kuruluşlarına küçük bir servet bırakıyormuş. Open Subtitles إنها تترك ثروةً صغيرة لبعض الأعمال الخيرية
    Yarış atları ve Dansçı kızlarıyla bir servet edinmek üzereydi. Open Subtitles كسب ثروته من خلال سباق الخيول وعرض الفتيات،
    Onları vazgeçirmeye çalıştım ama büyük bir servet kaybetmişlerdi. Open Subtitles وأذكر أنني حاولت، لكن مع ذلك، فقدوا ثروتهم
    Poker oynayarak bir servet yaptı. Tamamen aynı şekilde de kaybetti. Open Subtitles ربح ثروه من لعب القمار وخسرها بنفس الطريقه
    Bir kaç kitap ve küçük bir servet bırakıyorum sana. Open Subtitles لقد مررتها لك من خلال بعض الكتب و القليل من الثروة التافهة.
    Düşükken alırsanız bir servet sizi bekliyor. Open Subtitles هناك ثروة تنتظر من يستطيع الشراء من الباطن
    Danimarkalı halası ona bir servet bıraktı. Open Subtitles والتي كانت من أشهر مغنياتالأوبرا... تركت له ثروة.
    Küçük bir servet... Open Subtitles وأنفقت عليهم ثروة صغيرة
    Karımın bir servet avcısı olduğunu duymak kendimi iyi hissettirdi. Open Subtitles إنّني لأشعرُ بالحبورِ إذ أعرفَ أنّ زوجتي تنقّب عن الذهب
    - Bir lise bir oyun sergilemek için küçük bir servet döküyor. - Tamam. Open Subtitles مدرسة ثانوية تنفق ثروة لابأس بها لعمل مسرحية ..
    Biraz daha yaşamış olsaydı başka bir servet daha yapıp harcayabilirdik. Open Subtitles إذا كـان عـاش لمدة أطول لكنّـا جعلنـا وصرفنـا ثروة أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد