Dolu bir silahla çıkılır mı? | Open Subtitles | الخروج دون فعل هذا كأنه الخروج بمسدس مليء بالطلقات. |
Ne olduğunu görmek istiyorsan, bunu bir silahla sağlayamazsın. | Open Subtitles | لو أردت أن تعرف ما يحدث فلن تعرفه بالاستعانة بمسدس |
Eminim ki, adamın Vukovich bir silahla öldürücüydü, fakat... | Open Subtitles | حسنا , رجلكِ فوكوفيتش , أنا متأكد أنه كان مميتا مع مسدس , لكن |
Yani kavga ettiniz sana bir silahla ateş etti sen de çıktın gittin. | Open Subtitles | لذا نشبت مشاجرة وأطلقت هي النار عليك من مسدس وأنت رحلت فقط ؟ |
Bayan Mathison kızının odasında dolu bir silahla uyuya kaldı. | Open Subtitles | الآنسة (ماثيسون) غطت في النوّم في غرفة نوم ابنتها حاملة بندقية ملقمة |
Sen bir aptalsın. Ölümcül bir silahla saldırıyorlar, ahbap. Bizi vurabilirlerdi. | Open Subtitles | أنت أحمق، هذا اعتداء بواسطة سلاح قاتل، سيطلقون علينا النار الآن. |
Ancak eski bir silahla, silahlı birliklerin en iyi nişancısı bile hedefi vuramazdı. | TED | ولكن مع بندقية قديمة لا يمكن لأفضل قناص في القوات المسلحة أن يصيب هدفه |
Ama Travis Bickle'ın yarı otomatik bir silahla gelmesi normal mi? | Open Subtitles | لكن ترافس ينتقل للعيش مع سلاح نصف آلي وهو هل اوكي؟ |
Biri bir silahla ateş edince atış artığı bulut şeklinde ellerine ve üstüne siner. | Open Subtitles | عندما يطلق أحدهم النار من سلاح فإن بقاياه ترتد كالريشة على يديه و ثيابه |
Söylenene göre eski bir silahla, başından tek kurşunla vurularak ölmüş. | Open Subtitles | اطلاق النار عليه رصاصة اخترقت رأسه بمسدس التي يزعم أنها كانت مكسورة. |
Belinde bir silahla dışarıda dolaşıyor da olabilirdi pekâlâ. | Open Subtitles | لكن حسناً قد يكون بالشارع الآن يتسكع بمسدس مربوط على حزامه |
Böyle bir silahla? Duvarda bana öylece ateş edebildin. | Open Subtitles | كان يمكنك بمسدس كهذا اسقاطي من على السور فورا |
Arada bir ateş eden bir silahla savaşmak gibi. | Open Subtitles | اجل, كأن تذهب للمعركة بمسدس يطلق الرصاص أحياناً |
"Cebinde bir silahla pencereden bakmak" oluyor. | Open Subtitles | النظر الى خارج النافذة مع مسدس في سرواله |
Ayrıca, kurşunları, Oliver Lambert adına kayıtlı bir silahla eşleştirdi. | Open Subtitles | و أيضا طابقتهم مع مسدس مسجل باسم اوليفر لامبارت |
Dolu bir silahla kızınızın odasında ne yaptığınızı açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل بوسعك تفسير ما كنت تفعلينه في غرفة ابنتك مع مسدس ملقّم؟ |
Onu hayalarımın yanında tuttuğum bir silahla vurdum. | Open Subtitles | أطلقت عليه النار من مسدس أبقيه في بنطالي |
Ama şimdi, o ağır makineli bir silahla sahilde öldürüldü. | Open Subtitles | الأن هو قد تعرض للقتل عند الشاطئ بواسطة سلاح ثقيل, رشاشة ذات العيار الثقيل |
Çünkü kimse arkanda koca bir silahla durmuyor. | Open Subtitles | هذا لأنه لا أحد يقف خلفك مع بندقية كبيرة. |
Eğer biri bana Golad Hapishanesinde kalmakla elimde bir silahla ormana gönderilmeyi sunsaydı, hangisini seçeceğimi çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | لو اعطاني شخص ما فرصة الاختيار بين الحياة في جولاند والحياة في البرية مع سلاح في يدي، اعرف ماذا سأختار |
Bak, alınma ama, kendi hazırlamadığım bir silahla ateş etmeyi sevmiyorum. | Open Subtitles | اسمع , لا أقصد الإهانة أنا لا أحب إطلاق النار من سلاح لم أقم بتجهيزه بنفسي |
Polise göre, aracını gasp etmek için elinde 9 mm'lik bir silahla bekleyen bir kişiyle tam olarak şu an durduğum noktada yüz yüze geldi. | Open Subtitles | بعد ان تمكن من شراء دواء زوجته المريضة حين تواجه هنا مع رجل معه مسدس من عيار 9 ملم الشرطة تعتقد أن الهدف من الجريمة كان سلب السيارة |
O, muhtemelen taşınabilir bir silahla öldürüldü... Napalm daha düşmeden. | Open Subtitles | من الممكن أنها قتلت باسلحة صغيرة قبل انفجار الـ (نابالم) |
Kıyafetin altından dolu bir silahla oynamak oldukça tehlikeli bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها عادة خطيرة أن تحمّل سلاح صغير بذخيرة في جيب عباءة |
"Öldürücü bir silahla kaçırma" internetten aranıyor. | Open Subtitles | ...بحث في الأنرنيت عن ما إختطاف بسلاح خطير |
Elimde böyle bir silahla, belki de birisi olmam için şansım olur. | Open Subtitles | بوجود سلاح في يديّ , قد أنال الفرصة لأكون شخصٍ ما |
Daha ölümcül bir silahla saldırı da var. | Open Subtitles | بغض النظر عن الإعتداء بإستخدام سلاح قاتل |