Otuz yıllık tarih, kan davasının tüm nedenleri bir sohbete kaldı. | Open Subtitles | ثلاثون سنة من التاريخ السبب كله للثأر يتلخص في محادثة واحدة |
Ve sonra nihayet küçük bir sohbete başladığımızda telefonda bir adamla konuştuğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | وأخيراً عندما نحصل فقط على محادثة بسيطة ستخبرنى أنك من كنت تتحدث للرجل على الهاتف |
Sanırım yapamam --" Farkında olmadan, evliliği hakkında bir sohbete girmiştik. | TED | ولستُ متأكدًا أنني أستطيع --" ولكن قبل أن نعرفُ ذلك، دخلنا في محادثة حول زواجه. |
Orada üniformasıyla duruyordu ve ilginç olan şuydu ki, yöneticisinin gerçek bir sohbete girdiğini görmediğinden emin olmak için, oradaki memurlara bakıp duruyordu. | TED | كان مرتديًا زي العمل، وكان الشيء المثير للاهتمام، كان ينظرُ إلى أعلى وإلى أسفل صف الموظفين ليتأكد بأن مشرفه لا يرى أننا نتبادلُ محادثة حقيقية. |
Dexter Morgan'la şöyle uzun bir sohbete ihtiyacın olacaktır. | Open Subtitles | يجب ان يكون لديك محادثة طويلة (مع (ديكستر مورغان |
Hiç bir sohbete katılıp, solunuzdaki sohbetin aslında daha ilginç olduğunu farkettiğiniz oldu mu? (Kahkaha) Kafanızı sallıyor ve gülümsüyorsunuz, ama aslında dikkatiniz diğer sohbette, ta ki son kelimenin çıktığını duyduğunuzda size bir soru sorulduğunun farkına varıyorsunuz. (Kahkaha) Ve cevabın hayır olduğunu gerçekten umuyorsunuz, çünkü söylemek üzere olduğunuz şey o. | TED | هل كنت في منتصف محادثة من قبل, و انتبهت ان المحادثة الى يسارك في الحقيقة اكثر اثارة للاهتمام؟ (ضحك) فاصبحت تشير براسك و تبتسم, و في الحقيقة انت منتبه الى المحادثة الاخرى الى ان تسمع اخر كلمة تفال و تنتبه انك قد سئلت سؤالا. (ضحك) و تامل أن تكون الاجابة بلا, لان ذلك هو ما انت بصدد قوله. |
- Dostça bir sohbete benzemiyor. | Open Subtitles | -لم تكن محادثة ودّية تماماً . |