ويكيبيديا

    "bir sonucu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نتيجة
        
    • نتاج
        
    • أحد تبعات
        
    • كنتيجة
        
    • عواقبه
        
    • لها عواقب
        
    Hep böyle tartışmacı mısınızdır, yoksa bu kafa travmasının bir sonucu mu? Open Subtitles هل أنت تميل للجدل هكذا دائماً أم أن هذا نتيجة لصدمة الرأس؟
    Sonra hacklendim, bunun bir sonucu olarak hastalarimdan biri öldürüldü. Open Subtitles ثم تعرضت للأختراق و نتيجة لذلك أحد مرضايّ تعرض للقتل
    Karl Marx bunu kapitalizmin acı bir sonucu olarak, işçinin emek sarf ederek ürettiği ürün hakkında bir fikrinin olmaması olarak gördü. TED كارل ماركس رأى أن هذا هو مأساة الرأسمالية، اغتراب العامل من نتاج عمله.
    İnsanların doğal olarak anlayabildiği, ama bilgisayarların içinden çıkamadığı istisnalar, düzensizlikler ve ince anlam farkları nedeniyle, araştırmacılar bizim dili anlayabiliyor oluşumuzu beynimizin biyolojik yapısının özgün bir sonucu olarak değerlendiriyor. TED الصعوبة تواجهها الحواسيب مع الاستثناءات والتجاوزات والمعاني العميقة التي يبدو أنها تُفهم فطرياً من قبل البشر والذي قاد بعض الباحثين للاعتقاد أن فهمنا للغات هو نتاج فريد عن البنية البيولوجيا لأدمغتنا
    Bu düşüncenin bir sonucu, mevcut tercihlere dayalı olarak gelecekteki seçimlere yatırım yapmaya eğilimliğimizin olmasıdır. TED أحد تبعات هذا الاعتقاد هو أننا مِلنا إلى إفراط الاستثمار في المستقبل معتمدين على اختياراتنا وظروفنا الحالية.
    Bunun bir sonucu olarak İran'daki en baskıcı yasaklardan bazıları kaldırıldı. TED وتم رفع بعض من أكثر القيود قمعًا في إيران كنتيجة لذلك.
    Evlat, hayatta yaptığın her şeyin, her seçimin bir sonucu vardır. Open Subtitles يا بني، كل ما تفعله بالحياة، كل قرار تتخذه له عواقبه
    Bütün gazeteciler, tıpkı bizim gibi davranışlarının bir sonucu olduğunu kabul etmeli. Open Subtitles هو وجميع الصحافيين عليهم إحترام أشخاص في مستوانا الأفعال لها عواقب وخيمة
    Başka bir deyişle, aklın başka bir yerde olması, mutsuzluğun salt bir sonucu değil; asıl nedeni. TED وبعبارة أخرى، شرود الذهن من المرجح أن يكون سبباً فعلياً ، وليس مجرد نتيجة لعدم السعادة.
    Bu da Dünya Ticaret Örgütü'ne ait fikri mülkiyet haklarının bir sonucu. TED ولقد كان ذلك نتيجة لحقوق الملكية الفكرية لمنظمة التجارة العالمية.
    Bir bakıma, hayatımın onların yaptıkları akıllıca tercihler ve aldıkları kararların bir sonucu olduğunu hissediyorum. TED بشكل ما، أشعر و كأن حياتي هي نتيجة لخيارات و قرارات حكيمة اتخذاها.
    Belirsizlik çoğu zaman ölçümün bir sonucu olarak açıklanır; yani nesnenin konumunu ölçme işlemi onun hızını değiştirir TED عادةً ما يُفسّر اللايقين بأنه نتيجة للقياس، أي أن قياس موقع الجسم يغير سرعته أو العكس.
    Fakat sadece doganin daha once var olan kenidinden daha buyuk bir amaca gelistigini biliyorum, ve bu tuhaflik yaratici dusunmenin bir sonucu. TED مع الغاية العظمى التي حالما توجد وأن هذه الغرابة هي نتيجة للتفكير المبتكر
    Fakat burada gördüğünüz Isveç'teki Linkoping Üniversitesinde başlattığımız stajların bir sonucu TED ولكن ما ترونه هنا هو حقيقة نتاج تدريب داخلي قمنا باستضافته بالتعاون مع جامعة لينكوبينج في السويد.
    Onların, bilinçaltının Bilgisayar'la etkileşmesinin bir sonucu olarak görüyorum. Open Subtitles اعتقادي أنهم نتاج اللاوعي الخاص بك التفاعل مع التداخل
    Şehirdeki bütçe kesintileri sizin hiçbir şey yapmamanızın bir sonucu mu? Open Subtitles هل هي نتاج مباشر لأعمالك لاقتطاع ميزانية البلدة ؟
    Ve bunun bir sonucu olarak, inanıyorum ki, şu anda sahip olduğumuz bu geniş medya spektrumu -- TV, film, video -- tek bir medya platformu haline dönüşüyor. TED ولذا فأن أحد تبعات ذلك، أعتقد، أنه لدينا هذا النوع من وسائل الإعلام في الوقت الراهن -- التلفاز، الفلم، الفيديو-- التي تصبح منبر لوسائل الإعلام.
    Sonra hacklendim, bunun bir sonucu olarak hastalarimdan biri olduruldu. Open Subtitles تم اختراق حاسوبي و كنتيجة لذلك احد مرضاي تم قتله
    Ve ET gen terapisinin bir sonucu olarak bu odada tedavi edilen altı hastanın tümünün hastalıkları düzelmeye başladı. Open Subtitles و كنتيجة للعلاج بالجينات المهجنة كل الستة مرضى الذين عولجوا فى هذه الغرفة بدؤا بالتعافى من مرضهم
    O, o kadının ondan aldıklarının bir sonucu olarak öldürüldü. Open Subtitles لقد قتل كنتيجة لما منعته تلك المرأة من أخذه.
    Ama bir tiyatroda iyi ya da kötü her hareketin bir sonucu vardır. Open Subtitles -لكن في المسرح -كل فعل سواء كان جيد أو سيء له عواقبه
    Ordu her hareketin daima bir sonucu olduğunu öğretti bana. Bunları kabul etmekse insan olmanın bir parçası. Open Subtitles علّمني الجيش أنّ الأفعال دائماً لها عواقب وتقبلّها هو جزء من كونك رجلاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد