ويكيبيديا

    "bir soru var" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • هناك سؤال
        
    • لدي سؤال
        
    • ثمة سؤال
        
    • وهناك سؤال
        
    • هناك فقط سؤال واحد
        
    • هنالك سؤال
        
    • ثمّة سؤال
        
    Bu iyi, çünkü sana sormak istediğim bir soru var. Open Subtitles هذا أمر جيّد، لأنّ هناك سؤال أردتُ أن أطرحه عليك.
    Neredeyse tüm yetişkin hayatım boyunca, çözmeye çalıştığım ve üzerinde yazdığım bir soru var. TED هناك سؤال حرتُ بشأنه وكتبت عنه طوال حياتي كشخص ناضج.
    Fakat türlerin ötesinde başka bir soru var: Her gün duyduğumuz sesler, yaptığımız müziği nasıl etkiliyor? TED لكن بعيدًا عن النوع الموسيقي، هناك سؤال آخر: كيف تؤثر الأصوات التي نسمعها كل يوم في الموسيقى التي نؤلفها؟
    Tamam, boşanma evraklarını imzalamadan önce müşterilerime her daim sorduğum bir soru var. Open Subtitles حسنا، إذا , امم، قبل ان توقعوا أوراق الطلاق لدي سؤال دائما أَسْألُه لزبائنَي وذلك السؤال هو
    Bay Stevens, cevaplamanızı istediğim bir soru var. Open Subtitles السيد ستيفنز، لدي سؤال أحتاج منك أن تجيب.
    - Kimsenin aklına gelmeyen bir soru var. Open Subtitles ثمة سؤال عالق لا أحد يطرحة
    Sana sormam gereken önemli bir soru var. Open Subtitles وهناك سؤال هام يجب أن أطرحه عليك
    Kapa çeneni. Hepinizin sormak istediği tek bir soru var. Open Subtitles اسكت , هناك فقط سؤال واحد ان كان يريد احد منكم ان يساله
    Çünkü yazdıkların arasında hayatta ne yapmak istediğine dair bir soru var. Open Subtitles لأن هنالك سؤال فيما تكتبه عن ما تود أن تعمله في حياتك ؟
    Son 500 yıldır kafamı kurcalayan bir soru var. Open Subtitles ثمّة سؤال فريد ظلّ يلحّ عليّ طوال الـ 500 عام الماضية.
    Tanışmamış, yabancılar olarak... biz uyum bulmaya çalışırız... ama burda bir soru var kalbimde Open Subtitles ليس لها علاقة بالغرباء، سنحاول إيجاد الوئام، لكن هناك سؤال في القلب
    Ölüme bu kadar yakın duruyorken yine de içini kemirip duran bir soru var, değil mi? Open Subtitles قريبة جداً من الموت رغم ذلك، ما زال هناك سؤال واحد ،يلتهب في أعماقك بالداخل أليس كذلك؟
    Ama muhabirlerin hep sorduğu, cevaplamadığımız bir soru var. Open Subtitles لكن هناك سؤال ، ليس لدينا أجابتـه لـ أسئلة الصحفيين
    Sorulacak tek bir soru var neden doktor olmak istiyorsun? Open Subtitles حسناً، هناك سؤال واحد في الحقيقة لماذا تريدين أن تصبحي طبيبة؟
    Hayatta kalanlar arkamızdan dua edip, tabutlarımızın üzerine toprak attıktan, sonra bile, hala bekliyor olacağız, çünkü bazılarımız için, daha önemli bir soru var. Open Subtitles بعد ان يصلى الناجون منا ويرموا القاذورات على اكفاننا نحن لانزال ننتظر لانه للبعض منا هناك سؤال اكبر
    Ama gerçek bir savaşçı olmak istiyorsan kendine sorman gereken tek bir soru var... Open Subtitles لكن أذا أردت حقاً ان تكون محارباً , هناك سؤال واحد عليك أجابته
    Sana sormak istediğim önemli bir soru var. Open Subtitles لدي سؤال مهم جداً أريد أن أسألك
    Bu seni son arayışım, yemin ederim. Uzun süredir sormak istediğim mini minnacık bir soru var da. Open Subtitles إنها آخر مره سأطلبك لدي سؤال صغير
    Sormak istediğim bir soru var tamam mı? Open Subtitles لدي سؤال واحد أطرحه عليك، إتفقنا؟
    Lois ve benimle ilgili size sormak istediğim bir soru var. Open Subtitles بشأن علاقتي و(لويس)... ثمة سؤال أودّ طرحه عليك...
    Ve burda tek bir soru var. Open Subtitles وهناك سؤال هنا. 503 00: 33:
    "Tek bir soru var: Bu dünyayı nasıl sevmeli?" TED " هناك فقط سؤال واحد: كيف تحب هذا العالم؟"
    Ama hala cevaplanması gereken büyük bir soru var. Open Subtitles ولكن يبقى هنالك سؤال واحد كبير يحتاج إلى اجابة
    Burada tek bir soru var. Tam olarak ne yapıyoruz? Open Subtitles ثمّة سؤال واحد هنا، ماذا سنفعل بالتحديد؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد