Ve sonra hükümete büyük bir tütün şirketi tarafından dava açıldı. İddiaları ise kalem ve defterle toplanan bilginin kesin ve ispat edilebilir olmadığıydı. | TED | وبعدها قاضتهم شركات التبغ الكبرى، الذين ادّعوا بأن جمع المعلومات باستخدام الأقلام و اللوحات ليس دقيقََا ولا مثْبتََا. |
Ve bu da bir tütün devinin kanalı yıkmasına sebep olan bir bölüm yayınlamak mı olmalı? | Open Subtitles | وهل هذا يستحق مواجهة جزءا تلفزيونيا والذي سمح لعملاق في صناعة التبغ أن يحطم هذه الشبكة؟ |
Ve bu da bir tütün devinin kanalı yıkmasına sebep olan bir bölüm yayınlamak mı olmalı? | Open Subtitles | وهل هذا يستحق مواجهة جزءا تلفزيونيا والذي سمح لعملاق في صناعة التبغ أن يحطم هذه الشبكة؟ |
Sen büyürken, büyükbabanın bir tütün dükkanı vardı, değil mi? Kasabada. | Open Subtitles | كان جدك يملك متجر تبغ وأنت تكبر في البلدة، أليس كذلك؟ |
Bu kişi, daha önce bir tütün şirketinde üst düzey yöneticiydi. | Open Subtitles | هذا المطلع كان موظف سابق كبير في شركة تبغ |
Onu merdivene çağırırım, o da beni bir tütün balyasının üzerine atar. | Open Subtitles | وأدعوه لكي يصعد على السلم , ومن ثم يصعد ويرميني على كومة من التبغ |
bir tütün çiftçisi ile görüşmeyi planlıyordum zaten. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة أخطط للكلام إلى مزارعوا التبغ. |
Merhaba, genç adam. Ben büyük bir tütün şirketinden büyük bir yetkiliyim. | Open Subtitles | مرحباً، ايّها الشاب، انا رجل مهم من شركة التبغ |
Pekala, diyelim, yarın bir tütün zararlısı gelip gezegendeki bütün Old Gold'ları yedi. | Open Subtitles | حسنـاً, لنقل في الغد سوسة التبغ تأتي وتأكل كل ما تبقى من سجائر أولد جولد على الكوكب |
Daha yüksek bir kâr sağlayan bir tütün şirketi yöneticisi çok daha büyük bir ödül kazanıyor. | Open Subtitles | مع ذلك، فذلك الإدمان يُكافأ و يُحتَرم. مدير شركة التبغ الاكثر تحقيقاً للأرباح |
Yokuş aşağı giderken otobüsün frenleri tutmadı ve kendimizi bir tütün tarlasında bulduk. | Open Subtitles | وتعطلت مكابح الحافلة وهي تنزلُ من التَلة فنزلنا في حقل لزراعة التبغ. |
Seni bir tütün kullanıcısı olarak bilmezdim. | Open Subtitles | -لم أكن أتوقع بأنكِ من النوع الذي يمضغ التبغ |
Findley zengin. Dedesi ona bir tütün şirketinin%20'sini bırakmış. | Open Subtitles | (فيندلي) غني، جده ترك له عشرين بالمئة من شركة التبغ. |
Guyana'dan yanında Brandy ile bir tütün purosu. | Open Subtitles | سيجارة من التبغ من (غانا) مع بعض الخمر |
Büyük bir tütün şirketiyle kola şirketi birleşip meyve aromalı oksijen satacaklarmış. | Open Subtitles | بشكل اوضح,تبغ كبير مياه غازية كبيرة من هذه البطاقة سوف نبيع. اوكسيجن بطعم الفواكهة |
Sen bir ilaç firmasında pazarlamacı ve ayrıca bir tütün firmasında tasarımcısın. | Open Subtitles | أنتِ نصف مندبوة مبيعات ونصف مديرة أعمال متطفلة مع شركة تبغ |
Lütfen o pipoyu içmeyin veya daha iyi bir tütün alın. | Open Subtitles | بلى, من فضلك أمتنع عن التدخين من هذا الغليون او قم بشراء تبغ افضل |
Gidip gelen bir tütün çiftçisi kaçaklarından birini kasabada görmüş. | Open Subtitles | مُزارع تبغ رأى أحد عبيده الهاربين بالمدينة |
Madras'ta küçük bir tütün dükkanım vardı. | Open Subtitles | كان عندي محل تبغ صغير في مدراس |