"bir tanıdık" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أحد المعارف
• أحد معارفي
• معرفة شخصية
• إنه من المعارف

Eski bir tanıdık. Ben şimdi Cotton Club'deyim. Onunla burada karşılaştım.
أحد المعارف القدامى ، إننى فى نادى القطن و ركضت إليه

Hatta o kadar iyisin ki bir arkadaş veya bir tanıdık, kocanla çıkacak olsa, umurunda bile olmaz.
في الواقع أنتي جيدة جداً حتى أنك لن تخافي إذا صديقة أو أحد المعارف بدأت بمواعدة زوجك

bir tanıdık için merdivenleri uçarak inmezsin sen.
أنتِ لا تنزلين على الدرج بسرعة لأجل أحد المعارف.

Zor zamanlarda rastladığımız eski bir tanıdık.
إنه أحد معارفي القدامى ضاقت به الأحوال

Hayır, bir arkadaş, şey bir tanıdık gelecek.
كلّا.. لديّ صديق... أحد معارفي سينضمّ إليّ

bir tanıdık. Ona ilgileneceğimi söyledim. Hepsi bu.
إنها معرفة شخصية أخبرتها أن أنظر للموضوع

bir tanıdık. Geçen sene savunma harcamalarıyla ilgili bir hükümet raporunu sormu...
إنه معرفة شخصية

Daha ziyade bir tanıdık gibi.
إنه من المعارف بشكل أكبر

Mahalleden bir tanıdık. Araba kazasında öldü.
‫أحد المعارف من الحي ‫مات في حادث سيارة.

Ev anahtarını öylece veren bir tanıdık, nerede sıraya giriliyor?
أحد المعارف يعطي مفتاحة،أين ذلك يحدث؟

bir tanıdık, bir dost, bir akraba...
... قاتلك سيكون شخصاً تعرفه ... أحد المعارف ، صديق ، قريب

Eee o şey...bir tanıdık.
انه, انه أحد المعارف

Kaynağı belirsiz bir tanıdık.
أحد المعارف الغامضة

bir tanıdık. Lionel Holland'ı tanıyorum.
. أحد معارفي (أعرفُ (ليونيل هولاند

Sadece bir tanıdık.
مُجرد معرفة شخصية.

O mu? Eski bir tanıdık.
إنه من المعارف القدماء