Rachel'ı annesi, sana ve ailesine karşı bir tehdit olarak görmüş olabilir. | Open Subtitles | قالت إنها يمكن أن قمت ينظر راشيل كتهديد إلى والدتها والتي وعائلتها. |
Eğer yardım etmezsek, Goa'uld bunu gerçekten olduğu gibi bir tehdit olarak görebilir. | Open Subtitles | إذا لم نساعد, الجواؤلد سيرون ذلك كتهديد حقيقي |
Onu bir tehdit olarak gördüğüm için, onu aileden uzak tuttuğum çok aşikârmış. | Open Subtitles | على ما يبدو انى ابعدها عن العائلة. لأنى أَراها كتهديد. |
Tamamen değiştikten sonra, Albay beni bir tehdit olarak görecek. | Open Subtitles | بمجرد أن أتحول كلياً سيراني الكلونيل كمصدر تهديد |
Seni artık bir tehdit olarak görüyor olabilir. | Open Subtitles | ربّما بدأتْ تنظر إليك كمصدر تهديد |
Bu meseleye durumu içeriden bilen birinin yaptığı bir tehdit olarak bakıyoruz. | Open Subtitles | نعتبرها تهديداً من شخص على علم بالملابسات |
Benham Parsa'yı bir tehdit olarak söyleyen ilk kişiydi. | Open Subtitles | كانت أول من قام بتحديد بينام بارسا على أنه تهديد |
Beni bir tehdit olarak görüyor. | Open Subtitles | تظن أنني تهديد لها |
- Meta insanları bu kadar büyük bir tehdit olarak görüyorlarsa biriyle yetineceklerine inanmak zor. | Open Subtitles | لو أنهم يشعرون بالتهديد من البشر المتطورين، |
İnsanlar ne zaman üstün hissetseler, muhafızları yenerler ve daha çok bilgi alırlar çünkü seni bir tehdit olarak görmeyecekler. | Open Subtitles | عندما يشعر الناس أنّهم الأفضل، فإنّهم سيُخففون حذرهم وسيخرج المزيد من المعلومات، لأنّهم لا ينظرون إليك كتهديد. |
bir tehdit olarak gördüğümden endişeleniyorsanız, endişelenmeyin. | Open Subtitles | إن كنت قلقا بشأن رؤيتي للأمر كتهديد فلا تقلق |
Halkımızın çok katı kuralları vardır ve seni bir tehdit olarak görebilirler. | Open Subtitles | ،شعبنا لديه قواعد صارمة جدّا .ويمكن أن ينظروا إليك كتهديد |
HomeSec, Ethan'ı Ulusal Güvenliğe bir tehdit olarak görüyor. | Open Subtitles | الجهات الامنية ترى ايثان كتهديد للأمن القومى |
Halkımızın çok katı kuralları vardır ve seni bir tehdit olarak görebilirler. | Open Subtitles | ،شعبنا لديه قواعد صارمة جدّا .ويمكن أن ينظروا إليك كتهديد |
Sophia güvenilmeyecek birisi olduğunu belli etti. Fikrimi sorarsanız, onu da bir tehdit olarak görmeliyiz. | Open Subtitles | أثبتَتْ (صوفيا) أنّها لا تستحقّ ثقتنا لذا أرى أن نعتبرها تهديداً |
Kaynak, onu bir tehdit olarak gördü. | Open Subtitles | ينظر إلى المصدر على أنه تهديد له. |
Mary, işi yapıp yapmamam soyluların umrunda değil beni kraliyetteki tüm meşru oğullar için bir tehdit olarak görüyorlar | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء حيال ذلك، الا أن تذهب وتقوم بعلمك النبلاء لا يكترثون أنني كفؤ للحكم يا (ماري) أنني تهديد لأي ابن شرعي في المملكة |
Kendine bir tehdit olarak görüyordun. | Open Subtitles | شعرت بالتهديد من قبله. |