"bir toplumun" - ترجمة من تركي إلى عربي

• المجتمع
• من مجتمع

Ahlâktan çok kâra önem veren yozlaşmış bir toplumun sonucu bunlar.
إنّها نتيجة المجتمع المحطّم . حيثُ تأتي فيها الأرباح قبل الأخلاق

Daha eşit bir toplumun ortak bir vizyonla genç topluluğun üyesi olduklarını ve bu toplumda kendi güçleri olduğunu öğrendiler.
علموا أنهم كانوا أعضاء في مجتمع من الشباب مع رؤية مشتركة لمجتمع أكثر عدالة، وتعلموا أن لديهم السلطة داخل هذا المجتمع.

Mizah, bir toplumun gelenekleriyle ilgilidir.
ان المزاح يعتمد في الاساس على عادات المجتمع

Seni böylesine kötü davranışlara iten zalim bir toplumun masum bir kurbanısın.
الضحية البريئة من مجتمع غير عقلاني مما دفعكَ لإرتكاب أمور سيئة جداً

Kimseyi mutlu etmedikten sonra bir toplumun sürekli zenginleşmesinin ne anlamı var?
ما الهدف من مجتمع يزداد غنى كل يوم... .. ولكنه لا يمنح أحداً السعادة؟

Bu özellikler güçlü bir toplumun alamet-i farikasıdır ve güçlü bir toplum ise güvenli bir toplumdur.
وهذه السمات هي ما تجعلنا مجتمع قوي، المجتمع القوي هو مجتمع أمن

Hukukun ustunlugunun temeli degildir, ozgur bir toplumun temeli degildir.
فهذه ليست اساسيات القانون هذه ليست اساسيات المجتمع الحر

bir toplumun insaf kavramına dayandığını öğrenirdin.
ستعرف بأن المجتمع العادل يستند على مفهوم الرحمة

bir toplumun parçası olduğumuzu hissedebilmemiz için insanlarla iletişim kurmamız gerekiyor.
أن نتفاعل مع الناس لنشعر أننا جزء من المجتمع

Bütün bu maymunlar büyük ütopik bir toplumun lideri olduğuna yürekten inanabilirler.
الذين يصدقون بأنك زعيم و معالج لهذا المجتمع الوهمي الكبير

Adamın karşılıksız arzu uyku. Güzel kadınlarla gelişen bir toplumun temel taşı olduğunu.
رغبة الرجل للنوم بلا مقابل مع امرأة جميلة هو أساس المجتمع المزدهر.

Bay Trenchard, iyi bir toplumun... kurallarına alışık olmadığınızın farkındayım... ve sadece bu bile suçlu olduğunuzu... açıklamak için yeterli.
أنا أدرك السيد ترنشارد، أنك لا تستخدم لآداب المجتمع الصالح، والتي من شأنها أن تعفي وحده وقاحة

Sonunda bir toplumun karakterini zenginlere, güçlülere ve ayrıcalıklılara nasıl davrandığıyla tartmazsınız, fakirlere, dışlanmışlara, hapsedilmişlere nasıl davrandığıyla tartarsınız.
ففي النهاية ، فإنك تحكم على شخصية المجتمع ، لا بطريقة معاملتهم للأغنياء و ذوي النفوذ والمؤهلين ، بل بطريقة معاملتهم للفقراء ، والمُذنبين ، والمحتجزين.

Bunun gibi bir şey. bir toplumun, bir topluluğun içinde yaşıyorum.
شئ من هذا القبيل. أنا أعيش في المجتمع.

bir toplumun ne kadar özgür olduğunun ölçüsünün iyi, uyumlu, itaatkâr vatandaşlarına değil de farklı görüşte olan ve tutuculuğa direnen vatandaşlarına karşı olan tutumunun olması aynı derecede kritik.
والمهم بنفس القدر هو ذلك المقياس أن مقدار الحرية عند المجتمع ليس كيف يعامل المواطنين الأخيار والمطيعين والمذعنين بل كيف يعامِلُ المنشقين عنه وأولئك الذين يعارضون العقيدة.

Organisazyon Londra’da kurulurken biz de, bir toplumun istismar edildiği, kitlesel barbarlıkların yaşandığı yerlere gizli bir şekilde seyahat ettik ve buralarda yeterli haber yapılmıyordu.
خلال بنائنا للمنظمة في لندن, قمنا بـالسفر إلى أماكن سرية حيث يعاني المجتمع من الانتهاكات, حيث تحدث الفظائع الجماعية , وحيث تنعدم المعلومة.

Acaba ormanda minik insanlardan oluşan gelişmiş bir toplumun bir parçası olma ihtimaliniz var mı?
بالمناسبة... لا يصادف وأن تكون فرداً من مجتمع متقدم لأشخاص ضئيلي الحجم يعيشون في الغابة، أليس كذلك؟

Acaba... ormanda minik insanlardan oluşan... gelişmiş bir toplumun bir parçası olma ihtimaliniz var mı?
...بالمناسبة لا يصادف وأن تكون فردًا من مجتمع متقدم لأشخاص ضئيلي الحجم يعيشون في الغابة، أليس كذلك؟

bir toplumun parçasıyım ve kız arkadaşım var.
انا جزء من مجتمع ولدي رفيقه حميمه

İşçi sınıfına ait bir toplumun meyvesiydim.
وأنحدر من مجتمع طبقة عاملة.

-Yorgun ve çaresiz bir toplumun... içinde yaşıyoruz. Bu insanlar umutlarını yitirmiş.
-نعاني هنا من مجتمع متعب ويائس