ويكيبيديا

    "bir umut ışığı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وتسليط الضوء على الأوضاع في
        
    • الجانب المشرق
        
    • بصيص من
        
    • جانب مشرق
        
    Jacques Mesrine ve Jean-Paul Mercier'in yüksek güvenlikli hapishaneye saldırmasının ardından, hapishane şartlarını açığa çıkarmada bir umut ışığı olan soruşturma başlatıldı. Open Subtitles بعد هجوم مسريني وميركيري على السجن قامت لجنه بالتحقيق بالحادثه وتسليط الضوء على الأوضاع في السجن
    Jacques Mesrine ve Jean-Paul Mercier'in yüksek güvenlikli hapishaneye saldırmasının ardından, hapishane şartlarını açığa çıkarmada bir umut ışığı olan soruşturma başlatıldı. Open Subtitles بعد هجوم مسريني وميركيري على السجن قامت لجنه بالتحقيق بالحادثه وتسليط الضوء على الأوضاع في السجن
    Ancak konuşmamın sonunda bunu düzeltecegim ve uzun süredir içinde bulunduğumuz bu yanlışı düzeltmek için size bir umut ışığı vereceğim. TED ولكنّي سأجعله أفضل في النهاية، وسأقدم لكم الجانب المشرق لإصلاح هذه الفوضى التي نحن فيها من مدة طويلة جدًا.
    Ne yapacağım biliyor musun? Bütün bu olumsuzluğu yakıt olarak kullanıp bir umut ışığı yakacağım. Open Subtitles سآخذ كلّ هذه السلبيّة و أستخدمها وقوداً لأعثر على الجانب المشرق
    Nisan 1945'de, Savaş Gemisi Yamato bir umut ışığı yaratabilmek için umutsuzluğun tam ortasına doğru bir sefere çıkmıştı. Open Subtitles في إبريل عام 1945، السفينة الحربية (ياماتو).. أبحرت لجلب بصيص.. من الأمل في زمن اليأس المطلق
    Ama her zaman bir umut ışığı vardır. Open Subtitles لكن لديهم بصيص من الأمل،
    Peki, eğer bir umut ışığı ararsan, hala polis arayabileceğimizi bilmek hoş, ha? Open Subtitles اذا كنت تبحث عن جانب مشرق انه من الجيد ان نعرف انه يمكننا الاتصال بالشرطه
    Ama bir umut ışığı vardı. Open Subtitles ولكن كان هناك جانب مشرق
    HW: Yani, tüm bunların potansiyel bir umut ışığı var, sistemdeki bazı eşitsizliklerde yatıyor, sahip olduğumuz bazı kırık yapılarda ve akıllı olursak, yeniden, daha iyi bir şekilde inşa edebiliriz. TED هيلين والترز: أعني، الجانب المشرق المحتمل في كل هذا هو أنه قد تم الكشف عن بعض الظلم، عدم المساواة في النظام، بعض التشكيلات المحطمة التي لدينا، وإذا كنا أذكياء، يمكننا إعادة البناء أفضل.
    Hey, senin gözlerinde küçük bir umut ışığı görüyorum, Dr. McAllister ve pis bir maya mantarı enfeksiyonu gibi öldüreceğim. Open Subtitles مهلاً , أنا أرى بصيص من الألم (في عينك يا طبيب (ماكاليستر وسأقوم بقتلها مثل عدوى الخميرة البغيضة (هذه المزحة جيدة يا دكتور (جاندرسون
    Ama ufak da olsa bir umut ışığı var. Open Subtitles ...لكن هناك بصيص من الأمل
    bir umut ışığı varmış gibi. Open Subtitles أشعر بأن هناك جانب مشرق للأمر
    Belki de bir umut ışığı vardır. Open Subtitles ربما يكون هناك جانب مشرق لهذا
    bir umut ışığı vardı ama. Open Subtitles ولكن كان هناك جانب مشرق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد