Mr. Smokey Jefferson, hadi bir yürüyüşe çıkalım, hadi bebeğim | TED | السيد سموكي جيفرسون، دعونا نذهب به في نزهة. |
- Şey, belki bir yürüyüşe veya gezintiye çıktı. | Open Subtitles | حسناً، ربما تكون قد ذهبت للتمشية أو في نزهة |
Tatlım, bazen uykuya daldığında, küçük bir yürüyüşe çıkıyorsun. | Open Subtitles | حبيبتي, احيانا عندما تنامين تذهبين في نزهة |
Kısa bir yürüyüşe çıkmamız lazım. Hazır mısın? | Open Subtitles | أنا وأنت المفروض أن نذهب للمشي السريع هل أنت مستعدّ؟ |
Buradan birazcık çıkman gerek. bir yürüyüşe çık, bunu hakediyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تخرج من هنا إذهب للتمشي, تحتاج لذلك |
Benimle bir yürüyüşe çıkmanı teklif ediyorum. Geleceğin ne getirebileceğini bilemezsin. | Open Subtitles | أطلب أن تذهبي معي بنزهة ولا نعرف ما قد يحدث بالمستقبل |
Bu beyler seni ormanda bir yürüyüşe çıkarmak istiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء السادة يفكرون بأخذك فى نزهة صغيرة فى الأدغال |
bir yürüyüşe ya da arabayla geziye çıkarız diye düşünüyordum. | Open Subtitles | أعتقد بانه يمكننا الذهاب للتنزه مرة اخرى |
Biraz açılmalıyız. Uzun güzel bir yürüyüşe ne dersin? | Open Subtitles | نحن بحاجة للاسترخاء ماذا عن تمشية طويلة ؟ |
Küçük bir yürüyüşe çıkacağız, anneye sıkı tuttun, tamam mı? | Open Subtitles | سنذهب في نزهة قصيرة امسك فقط بأمك جيداً، حسناً؟ |
Birlikte anılarına doğru ufak bir yürüyüşe çıkacağız Janet. | Open Subtitles | سوف نذهب في نزهة معا يا جانيت إلي ذكرياتك |
Ben gidip üzerimi değişeceğim ve bir yürüyüşe çıkabiliriz ve hep beraber yemeğe gideriz. | Open Subtitles | لا ,لا,لا,سأذهب فقط لتغير ثيابي ثم يمكننا الذهاب في نزهة علي الأقدام ويمكننا جميعا ان نخرج لتناول العشاء |
Sıcak kakao için bir yürüyüşe çıkmak on yılda iki kezden falza. | Open Subtitles | وتخرج في نزهة غبية لشراء الشوكولاتة الساخنة، وربما يكون أكثر من ذلك، كما تعلم، مرتين بالعقد. |
Çünkü ben de kuzenlerinle uydurma bir yürüyüşe çıkmak isterim. | Open Subtitles | لأنني سأحب الذهاب في نزهة مختلقة مع أقاربك. |
Bir sabah, onu bir yürüyüşe çıkarmaya çalışıyorum ve bir dökülme yaşıyorum. | Open Subtitles | حاولت إبهارها ذات صباح في نزهة خلوية وقفزت من مرتفع. |
Ya da, yeterince iyi hissedersen belki kısa bir yürüyüşe çıkıp, büyük eve gidip, onları davet edebiliriz. | Open Subtitles | أو تشعرين بتحسن للمشي لمسافة قصيرة لنذهب إلى المنزل لزيارتهم |
Ve hepimiz iyileştiğimizde, uzun bir yürüyüşe çıkabiliriz. | Open Subtitles | وعندما تشفى إصاباتنا يمكننا الذهاب للمشي |
Belki bir yürüyüşe daha çıkar ve yolun beni nereye götüreceğine bakarım. | Open Subtitles | ربما سأذهب للمشي مرة أخرى. وأرى أين أنتهي إليه. |
Hayır, hoş bir yürüyüşe çıktık, bunda şüpheli bir durum yok. | Open Subtitles | , لا , نحن خارجون للتمشي لا شئ يثير الشبهات في هذا |
Yalnız geçen aylar ve yaşına uymayan tecrübelerden sonra, bir gün kızını bir yürüyüşe çıkardı ve şaşırtıcı bir haber verdi. | Open Subtitles | ثم.. في يوم ما بعد اشهر من الوحدة و التجارب الفاشلة ذهب للتمشي مع ابنته و قام بتصريح هائل |
Bu arada ben de kocamla birlikte uzun ve romantik bir yürüyüşe çıkarım. | Open Subtitles | سأستغل الوقت أنا وزوجي بنزهة تجوّل رومانسية |
Kanka gel bir yürüyüşe çıkalım, sakinleşirsin. | Open Subtitles | يا صديقي، لماذا لا نذهب بنزهة سيرًا على الأقدام؟ |
Seninle küçük bir yürüyüşe çıkıyoruz. | Open Subtitles | سنذهب في نزهة صغيرة |
Ben şu yakışıklıyı bir yürüyüşe çıkartayım. | Open Subtitles | حسناً, يجبُ علي أخذ كلبي إلى الخارج للتنزه. |
bir yürüyüşe çıkıyorum böylece şirket kültürü hakkında bir şeyler öğrenebilirim. | Open Subtitles | سآخذ تمشية لأستعيد شعور مناسب لثقافة الشركات |