ويكيبيديا

    "bir yüzü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لديها وجه
        
    • لها وجه
        
    • من وجه
        
    • هذا الوجه
        
    • وجه ذو
        
    • وجهًا
        
    • يملك وجهاً
        
    • له وجه
        
    • أي وجه
        
    Arkadaşça bir yüzü vardı kalın kaşlı, doğal kahverengi saçlı ve kahverengi gözlüydü. Open Subtitles لديها وجه لطيف حواجبهاكثيفة،شعرهابنيطبيعي ، وعينان عسليتان . ما هو الشيء المضحك ؟
    Güzel bir yüzü ve tam benlik dudakları var ama ben kızıl saçlıyı alacağım. Open Subtitles نعم لديها وجه جميل و شفتين ممتلئتين و يعجبني ذلك لكني سآخذ ذات الرأس الأحمر
    Saatin bir yüzü, kolları, mekanizması ve bataryası var deriz. Ama asıl anlatmak istediğimiz, saat adında bir şeye tüm bu parçaları bağladığımızı düşünmediğimiz. TED فالساعة لها وجه وعقارب وآلية عمل وبطارية. ولكن ما نعنيه حقيقةً، نحن لا نفكر بأن هناك شيء يسمى الساعة متصل بها كل أجزائها.
    Çok güzel bir yüzü var. Open Subtitles ياله من وجه حسن
    Çok güzel bir yüzü ve inanılmaz bir vücudu var. Open Subtitles انه رائع. فهو مثل هذا الوجه الجميل وهذه الهيئة لا يصدق،
    bir yüzü aydınlık, diğeri karanlık. Open Subtitles وجه ذو نوايا حسنة، و الآخر ذو نوايا سوداء
    Ölümün tanıdık bir yüzü olduğunu biliyordum ama seninkini düşünmemiştim. Open Subtitles دائمًا ما عرفت أن الموت يرتدي وجهًا مألوفا ولكن ليس وجهك
    Unutamayacağın bir yüzü vardı. Open Subtitles يملك وجهاً من المُستحيل أن تنساه
    Şey, insanın senin gibi bir yüzü olunca, ikisi arasındaki farkı söylemek çok zor. Open Subtitles حسناً من الصعب معرفة ما يشعر به المرء عندما يكون له وجه كوجهك
    Ama herhangi bir yüzü olmak, hiç olmamasından iyidir! Open Subtitles لكن أي وجه لن يكون أبدا أفضل من وجهكِ
    Annenizin TV.de iyi duracak bir yüzü olduğunu söylemek istedim. Open Subtitles كل ما أقوله أن أمكم لديها وجه جميل سيبدوا رائعاً فى التليفزيون
    Annenizin TV.de iyi duracak bir yüzü olduğunu söylemek istedim. Open Subtitles كل ما أقوله أن أمكم لديها وجه جميل سيبدوا رائعاً فى التليفزيون
    Gerçekten öyle. Melek gibi bir yüzü bozuk para bile zıplatabileceğin kalçaları keşke annem olsaydı diye iç geçirebileceğim güzellikte memeleri var. Open Subtitles إنّها حقاً كذلك، لديها وجه ملاكٍ، أرداف بإمكان قطعة نقديّة أن ترتدَّ منها.
    Kızın çok düzgün bir yüzü var ve hazır olduğunda bir arkadaşını cezbedecektir. Open Subtitles لديها وجه متماثل ستجذب رفيقا لما تكون مستعدة
    Çok güzel bir yüzü var ve güzel yüzler beni sinirlendirir. Open Subtitles لديها وجه جميل و الوجوه الجميلة تجعلني أتوتّر
    Alison'ın diğer bir yüzü de vardı. Open Subtitles نعم حسنا لقد كان لها وجه اخر أيضا
    Amerika'nın yeni bir yüzü var ama bununla yüzleşmek için spesifik kültür yok. Open Subtitles "أمريكا" لها وجه جديد... بدون ثقافة محددة... يعيشها الإنسان.
    "Ne kadar da güzel bir yüzü var yahu." diyemeyecek. Open Subtitles ان لديه اكثر من وجه وسيم
    - Ne güzel bir yüzü var. - Çok büyük ve çok güçlü. Open Subtitles يا له من وجه جميل- ضخم و قوي-
    Bu suratı sinirli görüyorsun. Normal bir yüzü ise düşmanın gibi algılıyorsun. Open Subtitles فأنتَ ترَ هذا الوجه "غاضباً"، لذا أنتَ ترَ الأوجه الطبيعية ، عدائية.
    Ayrıca küçücük ve öyle sevimli bir yüzü var ki. Open Subtitles وعاطفيّ من الداخل، ولديه هذا الوجه الإسفنجي الصغير.
    bir yüzü aydınlık, diğeri karanlıktır. Open Subtitles وجه ذو نوايا حسنة، و الآخر ذو نوايا سوداء!
    - Daha önce sizinki kadar güzel bir yüzü gördüğümü hiç sanmıyorum. Open Subtitles أنا لا أعتقد بأني رأيتُ وجهًا جميلًا كجمال وجهك
    Sevimli bir yüzü asla unutmam. Open Subtitles لا أنسى أبدًا وجهًا جميل
    Gerçekten de TV'ye uygun bir yüzü var. Open Subtitles إنه يملك وجهاً تلفزيونياً.
    Tam da şüphelendiğin gibi Alexander Pierce'ın yeni bir yüzü var. Open Subtitles إذن، فألكسندر بيرس له وجه جديد كما توقعتَ تماما.
    Drew, sana söyleyeyim. Ben bir yüzü asla unutmam. Open Subtitles عليَّ أن أخبرك يا (درو) بأنني لا أنسى أي وجه أبداً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد