Bu bir yalan değil! Ona fotosentez deniyor. | Open Subtitles | هذه ليست كذبة إنها تُسمى عملية البناء الضوئي. |
Demek istediğim bu sizin kastettiğiniz anlamda bir yalan değil. | Open Subtitles | أعني, هذه ليست كذبة بالطريقة التي تقصدينها |
Üc kurali. Ama neden bana yalan söylesinki? Bu bir yalan değil. | Open Subtitles | إنها ليست كذبة بل قاعدة الثلاثة |
Bu beyinden çıkan hazır bir yalan değil, kalbinden çıkan kuyruklu bir yalan. | Open Subtitles | هذه ليست مجرد كذبة صغيرة، بل كذبة كبيرة من القلب. |
Küçük beyaz bir yalan değil, kocaman olanından! | Open Subtitles | ليس كذبة بيضاء صغيرة بل كذبة كبيرة جداً |
Bu basit bir yalan değil. Bu yalan beni baştan yarattı. | Open Subtitles | هذه ليست كذبة فقط، بل كذبة من إبداعي. |
Bu büyük bir yalan değil. | Open Subtitles | انها ليست كذبة كبيرة. |
Bu büyük bir yalan değil. | Open Subtitles | هذه ليست كذبة كبيرة. |
bir yalan değil. | Open Subtitles | لذا فهي ليست كذبة |
Bak bu doğru işte. Boktan bir yalan değil. | Open Subtitles | -صحيح، وهذه ليست كذبة لعينة |
Bu bir yalan değil. | Open Subtitles | هذه ليست كذبة |
Bak bu doğru işte. Boktan bir yalan değil. | Open Subtitles | -صحيح، وهذه ليست كذبة لعينة . |