ويكيبيديا

    "bir yol bulmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نجد طريقة
        
    • تجد طريقة
        
    • إيجاد طريقة
        
    • أجد طريقة
        
    • ايجاد وسيلة
        
    • لإيجاد طريقة
        
    Biz de güven oluşturmak ve bu 2,5 milyar kişiyi finansal erişime ulaştırmak için bir yol bulmak istedik. TED لذلك أردنا أن نجد طريقة لبناء الثقة ولإتاحة الخدمات الائتمانية أو المالية لهذه الفئة والتي يبلغ عددها ٢.٥ مليارشخص
    Şuan bilmiyorlar, ve bunu onlara iletmek için iyi bir yol bulmak lazım, çünkü henüz bulmuş değiliz. TED في الوقت الحالي هم لا يعلمون، و سوف يكون رائعًا أن نجد طريقة لنتواصل بشكل أفضل، لأننا لم نتواصل.
    Her zaman bir yol bulmak. Open Subtitles دائما ما تجد طريقة لتجعل عملك أكثر أهمية من عائلتك
    Eğer evliliğinin yürümesini istiyorsan, yürümesini sağlamak için bir yol bulmak zorundasın. Open Subtitles انأردتانجاحزواجك, عليك أن تجد طريقة كي تجعله ينجح
    Bence buradaki işimiz, sizin birbirinizle açık olarak davranacağınız bir yol bulmak. Open Subtitles أظن أن هدفنا هنا هو إيجاد طريقة لكما لتصبحا صريحَين مع بعضكما
    Diğer yandan, yaratıcılığımın kendi başarısıyla hayatta kaldığından emin olmak için bir yol bulmak zorundaydım. TED بعبارة أخرى، كان علي أن أجد طريقة ما أتأكد من خلالها أن إبداعي قد تجاوز نجاحه.
    I burada zaten çıkmak için bir yol bulmak zorundadır. Open Subtitles ولا بد لي من ايجاد وسيلة للخروج من هنا بالفعل.
    Alınma, ama biz gerçekten onu öldürmek için bir yol bulmak için gerekir. Open Subtitles بدون إهانة ، و لكن يجب علينا أن نجد طريقة لنقضي عليه
    Başka bir yol bulmak zorundayız. Open Subtitles لحرمانها من الاشتراك في سباق الاثنين لا بد أن نجد طريقة أخرى
    Biz sadece onları mesajı almak için bir yol bulmak zorunda. Open Subtitles نحن فقد عليناأن نجد طريقة لنوصل الرسالة
    Onu zorlayacak bir yol bulmak zorundayız. Open Subtitles يجب أن نجد طريقة آخرى حتى يستسلم.
    Siz artık Batman değilsiniz. Başka bir yol bulmak zorundasınız. Open Subtitles أنك لست الرجل الوطواط بعد الآن يجب عليك ان تجد طريقة أخرى
    Her kuruşun peşinden koşmak aileni geçindirmek için bir yol bulmak için dua etmek mi istiyorsun? Open Subtitles تجمع كل قرش تدعي بأن تجد طريقة لتعيل عائلتك؟
    Iyi, o ı onu kurtarmak için başka bir yol bulmak öneririm. Open Subtitles حسنا، ثم أقترح عليك أن تجد طريقة أخرى لانقاذه.
    Bu yüzden son dört saatimi bunu izni olmadan yapabileceğimiz yasal bir yol bulmak için harcadım. Open Subtitles لهذا قضيتُ آخر 4 ساعات في محاولة إيجاد طريقة قانونيّة للقيام بها دون موافقتها
    Biz de onu yaşatmak için bir yol bulmak istiyoruz. Open Subtitles لذا نرغب في إيجاد طريقة لإبقائه على قيد الحياة
    Başka bir yol bulmak için beynimi zorlayıp duruyorum. Open Subtitles كنت أحاول التفكير مليًا لمحاولة إيجاد طريقة أخرى.
    Bu geçişi normalleştirebilecek bir yol bulmak istedim, rahatsızlığın hastalıkla her zaman aynı şey olmadığını açıklamak için. TED أردت أن أجد طريقة لتوضيح أن ذلك الانتقال طبيعي، ولشرح أن عدم الارتياح ليس دائمًا مرادفًا للمرض.
    Şey, ben bu engeli aşabilmesi için bir yol bulmak söz veriyorum. Open Subtitles حسنا، أنا أعدك بأنني سوف أجد طريقة لمساعدتك على التغلب على هذا الحاجز
    I carouse daha Öğrenciler çok iyi umut verici olduğunu biliyorum. Onlar bir yol bulmak zorundadır. Open Subtitles وأنا أعلم أن الطلاب وعد جيدا ثم أسرف في تناول الخمر، فإنها يجب ايجاد وسيلة.
    Ama geçit yok oldu, eve gitmek için başka bir yol bulmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles ولكن مع البوابة دمرت، سيكون لديك لإيجاد طريقة أخرى المنزل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد