"bir yol bulmalıyım" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أجد طريقة
• عليّ إيجاد طريقة
• أجد وسيلة
• ايجاد طريقة

beni elde etmesine izin vermeyeceğimi gösteren bir yol bulmalıyım.
يجب علي أن أجد طريقة لكي لا أتركه يصل إلي

Ama, enerjimi aktarmak için yeni bir yol bulmalıyım.
لكن علي فعل هذا ، يجب أن أجد . طريقة جديدة لأوجه إليها طاقتي

Ve şimdi ona cevap vermek İçin gizli bir yol bulmalıyım
والآن علي أن أجد طريقة سرية لأفسر هذا

Silahın bir yardımı olmayacak, öyleyse, sanırım bağışlamak için bir yol bulmalıyım.
لن يساعد السلاح، لذا أعتقد أنه عليّ إيجاد طريقة للعفو

Ama birisi fark edip elimizdeki her şeyi berbat etmeden önce onları içeri sokacak bir yol bulmalıyım.
وعليّ أن أجد وسيلة لإحضارهم إلى هنا قبل أن يجدهم أحد آخر ويفسد ما لدينا هنا

Kayıt odasına girecek bir yol bulmalıyım.
علي ايجاد طريقة للدخول للوثائق

Şimdi biraz daha para kazanmak için bir yol bulmalıyım.
لذا يجب أن أجد طريقة لكسب المال

Bu durumun üstesinden gelmek için bir yol bulmalıyım.
يجب أن أجد طريقة لحلّ هذه المسألة

Ben sadece dünyayı kurtarmak için başka bir yol bulmalıyım.
أن أجد طريقة أخرى لإنقاذ العالم

Değişimleri kaldıracak bir yol bulmalıyım.
أريد أن أجد طريقة لعكس التغيرات

Bunu telafi edecek bir yol bulmalıyım.
و الآن عليّ أن أجد طريقة لإصلاح ما فعلت

Gerçek şu ki Clark hayatımı farklı yapacak bir yol bulmalıyım.
الحقيقة يا (كلارك)، أني يجب أن أجد طريقة لأحدث فرقاً في حياتي

Hades orada Emma için tehdit oluşturuyor ve Emma'yı kurtarmak için bir yol bulmalıyım.
(هاديس) طليقٌ الآن يهدّد (إيمّا) ويتحتّم عليّ إيجاد طريقة لإنقاذها

Nâfile! Robin'i korumak için başka bir yol bulmalıyım.
الأمر بلا طائل، عليّ إيجاد طريقة أخرى لحماية (روبن)

İşin aslı, Amerika'daki alıcıma bunları ulaştırmak için bir yol bulmalıyım, ve duyduğuma göre bu tür işlerin adamı sizmişsiniz.
أجل ، في الواقع لابد لي أن أجد وسيلة "لأعيدها إلى المشتري في "أمريكا وسمعتُ أنّكَ الشخص المناسب لهذا النوع من العمل

Bunu sana geri ödemek için bir yol bulmalıyım.
عليّ أن أجد وسيلة أردّ بها جميلك

Rodriguez'i yenecek bir yol bulmalıyım.
علي ايجاد طريقة للاطاحة بـ(رودريغيز)