Bugün, yani 100 yıl sonra, hepinizi, benimle -37 yaşında ve Yale mezunu bir profesörle- müthiş bir yolculuğa davet ediyorum. | TED | إذن اليوم، بعد 100 سنة، أدعوكم جميعا في رحلة رائعة معي، خريجة جامعة ييل وأستاذة جامعية بالغة من العمر 37 عاما، |
Sonra ailesi bir yolculuğa çıkıyor ve kızı eve kilitliyorlar. | Open Subtitles | ثم يذهب الوالدان في رحلة ويبقيان الفتاة محبوسة في المنزل |
Okuldan mezun oldum, ve en yakın iki arkadaşımla bir yolculuğa çıktım. | TED | فقد تخرجت من الجامعة وذهبت في رحلة مطولة عبر البلاد مع 2 من اقرب اصدقائي |
Fakat neden bir yolculuğa çıkar gibi hazırlık yapıp bir bebeği terk edesin ki? | Open Subtitles | ولكن لماذا يحزمون كل أمتعتهم وكأنهم ذاهبون لرحلة ثم يتخلون عن الطفلة ؟ |
Çok teşekkür ederim. Sizleri balina ve yunusların sualtı akustik dünyasına doğru bir yolculuğa çıkarmaya çalışacağım. | TED | شكرا جزيلا لكم .. سوف احاول ان أأخذكم في جولة حول نغمات الاعماق التي تصدرها الحيتان والدلافين |
Tom Zimmerman: Sizi, Kıdemliler olarak adlandırdığımız varlıkları ziyaret etmek için fantastik bir yolculuğa çıkarmak isteriz. | TED | توم زيمرمان: نود أن نأخذكم في رحلة مدهشة لزيارة الكائنات التي نسميها الأجداد. |
Ama ilk önce, sizi kısa bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. | TED | ولكن في البداية، أود أخذكم في رحلة صغيرة. |
Önümüzdeki dört gün boyunca harika bir yolculuğa çıkacağız. | TED | نحن في رحلة مذهلة في الأربعة أيام القادمة. |
Önümüzdeki 18 dakika boyunca sizi bir yolculuğa çıkaracağım. | TED | في ال 18 دقيقة القادمة سوف اخذكم في رحلة. |
Bayanlar ve Baylar, Sizi bir yolculuğa çıkarmak istiyorum, kendi seslerini içinde barındıran kıtalar boyu bir yolculuk. | TED | إذن سيداتي سادتي، أود أن آخذكم في رحلة عبر القارات وعبر الصوت نفسه. |
Şimdi aklınızdaki tüm şeyler ile, bayanlar ve baylar, sizleri bir yolculuğa çıkarmak istiyorum Dünya'nın tamamen ayrı bir parçasına dumanlı bir şehrin caz barında Sydney Opera Binasına dönüşüyorum. | TED | وبأخذ كل هذا بعين الاعتبار، سيداتي سادتي، أود أن آخذكم في رحلة لجزء منفصل تماما من الأرض وأنا أحول دار أوبرا سيدني إلى حانة جاز مفعمة بالدخان في وسط المدينة. |
Sizi hayal dahi edemeyeceğiniz bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. | TED | لذا دعوني أصحبكم في رحلة للقدرات التي يستحيل تصورها. |
Bir dakikanızı alacağım ve zaman makinesinin içinde sizi bir yolculuğa götüreceğim. | TED | لذا لوهلة الآن سآخذكم معي في رحلة بداخل آلة الزمن تلك. |
Bu yaklaşık dört yıl önceydi, bir yolculuğa çıktım. Dürüst olmak gerekirse çok keyifli bir yolculuktu. | TED | كان هذا قبل أربع سنوات، حينها أنطلقت في رحلة ولأكون صادقاص، كانت رحلة للتحرر. |
Önümüzdeki 16 dakika boyunca, sizi bir yolculuğa çıkaracağım. Yaşamın kodunu anlamak muhtemelen insanlığın en büyük hayali olmuştur. | TED | في 16 دقيقة القادمة سآخذكم في رحلة هذه الرحلة قد تكون أكبر أحلام للبشرية: لفهم شفرة الحياة. |
Nesnenin içinde bir yolculuğa çıkıp, bileşenleri inceliyoruz. | TED | نرتحل في رحلة عميقا داخل هذه الجسم لنتعرف على الوحدات الأساسية المكونة له. |
Hepinizi büyüdüğüm yer olan Pakistan'ın kuzeybatısındaki Dir'de bir yolculuğa çıkarıcağım. | TED | أريد أخذكم في رحلة إلى حيث ترعرتُ، شمال غربي باكستان، المسمى دير. |
Bu yüzden, bu fikirlerin daha büyük bir aşamaya nasıl aktarılabileceğini merak ettim ve aynı şeyi Londra'da yapmak için bir yolculuğa çıktım. | TED | لذا تساءلت كيف يمكن أن ننقل تلك الأفكار لمرحلة أعلى، وبدأت في رحلة للقيام بنفس الشيء في لندن. |
Fakat neden bir yolculuğa çıkar gibi hazırlık yapıp bir bebeği terk edesin ki? | Open Subtitles | ولكن لماذا يحزمون كل أمتعتهم وكأنهم ذاهبون لرحلة ثم يتخلون عن الطفلة ؟ |
Tamam, şimdi onu yakaladın. Onun dünyanın tepesine doğru bir yolculuğa çıakrt. | Open Subtitles | حسناً حصلت عليه الآن خذه في جولة إلى قمة العالم |
Tek başlarına bir yolculuğa çıkmalarına izin vermemizi öneriyorsunuz yani. | Open Subtitles | أنت توصى بأن نسمح لهم بالخروج فى رحلة موجهة ذاتياً |
Doğru. Ufak bir yolculuğa çıktı ve sonra da doğuya gidecek. | Open Subtitles | هذا صحيح، لقد ذهب في رحلةٍ صغيره، و سيعود بعدها إلى الشرق |
Su sebilinin yanında, işinizin ne kadar korkunç olduğunu konuştuğunuzda, bir yolculuğa çıkıyorsunuz. | TED | عندما تقفون بجانب مبردة الماء، تتحدثون عن مدى بشاعة محل عملكم؛ فأنتم تقومون برحلة. |
Önümüzdeki 60 dakikada, zaman ve ırkta bir yolculuğa çıkacağız. | Open Subtitles | سنأخذ رحلة عبر الزمن و العرق شكراً جزيلاً يا رفاق |