Sabırlı olmanı istiyorum. Sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إننى أطلب منك أن تكون صبوراً إنها مسألة وقت فقط |
Birisinin cesedi bulmasını sadece bir zaman meselesi olarak gördüm. | Open Subtitles | اعتقد انها مسألة وقت حتى يجد أحد ما الجثة |
O zaman gelin yuvadan uçmadan önce bu sadece bir zaman meselesi, değil mi? | Open Subtitles | ثمّ هو فقط مسألة وقت قبل ذلك إنّ العروس تحمل، لا؟ |
Amerika nın da onaylaması sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | هي مسألة وقت لا أكثر . حتى تدفع الولايات المتحدة أيضاً |
Sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | سيستغرق ذلك بعض الوقت فحسب |
Diğer %10'u kısırlaştırmalarıysa sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | و ال10 بالمئة المتبقية هى فى الغالب مسألة وقت |
Henüz hiç federal suçlama yapılmadı şanslısın ama yine de bu bir zaman meselesi olabilir. | Open Subtitles | أنتي محظوظه لعدم وجود إتهامات وجهت ولكن من ناحية أخرى ذلك يمكن أن يكون مسألة وقت |
Irkımdan diğerlerinin buraya beni kurtarmak için gelmesi sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت فحسب حتى يأتى قومى لإنقاذى |
Lt sadece bir zaman meselesi, biliyorsunuz, ben önce kutusu olsun. | Open Subtitles | ، إنها فقط مسألة وقت . تعلمين ، قبل أن أحصل على الصندوق |
Teslim olma ve politik taviz arasındaki fark sadece bir zaman meselesi... | Open Subtitles | الإختلاف بين الإسترضاء والإستسلام مجرد مسألة وقت |
Sanırım herkesin kendini bulması sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | أعتقد بأنها كانت مجرد مسألة وقت قبل أن نقدم على تقييد أحد أفرادنا |
Zebaniler burada. Bu bir zaman meselesi. | Open Subtitles | الوحوش هنا إنها مسألة وقت فقط قبل أن يستطيعون إيجادنا |
Ve bu avcıyı bulduğumda, sizin işin içindeki rolünüzü anlatması, sadece bir zaman meselesi, sonra birinci derece cinayete karışmakla suçlanacaksınız. | Open Subtitles | ، وحينما أجد هذا الصيّاد فما هي إلاّ مسألة وقت قبل أن يخبرني عن تورطك و ستكون متورطاً بجريمة . قتل من الدرجة الأولى |
- Hepsi bir zaman meselesi. - Burada bir sürü zamanın olacak. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت وحسب وهو شيء سيكون لديك منه الكثير هنا |
Hep bunun bir zaman meselesi olduğunu söylemiştir. | Open Subtitles | إنّه دائماً يقول بأنّها مجرد مسألة وقت. |
Gelinimin benimle gelmesi, sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | فقط مسألة وقت الآن قبل العروس تحمل |
Bu sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | هذا لا يُحدث فرقاً، إنها فقط مسألة وقت |
Herkesin bir taraflarını berelemesi, sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إنها مجرد مسألة وقت قبل أن يصاب الجميع |
Bu sadece bir zaman meselesi Hepinize kaybetmeden önce . | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت وسأفقدكم جميعكم |
Bu sadece bir zaman meselesi Hepinize kaybetmeden önce . | Open Subtitles | إنها فقط مسألة وقت قبل أن أخسركم جميعكم |
Sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | سيستغرق ذلك بعض الوقت فحسب |