Aç olduğuma karar verebilirim ancak bunun yemek yemek için iyi bir zaman olmadığını da bilirim. | TED | أستطيع تقرير أنني جائع ولكني أعرف أنه ليس الوقت المناسب للأكل. |
Şu anın uygun bir zaman olmadığını biliyorum, ama seni tekrar görmek istiyorum. | Open Subtitles | أنظري ، أنا أتفهم أن هذا ليس الوقت المثالي و لكني سأحب أن... |
Bunun için uygun bir zaman olmadığını bilsem de video kaset nerede? | Open Subtitles | حسنا على الرغم من شعورى بأن هذا ليس الوقت المناسب لقول هذا فماذا عن شريط الفيديو يا رجل؟ |
Uygun bir zaman olmadığını. - Ona gelme mi dedin? | Open Subtitles | أخبرتها أنه ليس وقتا مناسبا لي - أخبرتها ألا تأتي ؟ |
Jemma, uygun bir zaman olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | جيما)، أعرف أنه ليس وقتا جيدا) |
Her şey hakkında konuşmak için doğru bir zaman olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الوقت غير مناسب للحديث عن كل شيء |
Bir şey istemek için uygun bir zaman olmadığını biliyorum ama istediğimi yapmak zorundasın. | Open Subtitles | أعرف أن الوقت غير مثالي لأوجه إليك أية مطالب لكن عليك تنفيذ ما أطلبه. |
Kapıyı çalacaktım ama bunun iyi bir zaman olmadığını düşündüm ve çalmadım. | Open Subtitles | كنت سأدق الباب, لكنه ليس الوقت المناسب, لذا لم أفعل |
Bayan bunun uygun bir zaman olmadığını biliyorum ama bizimle gelmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | سيدتي، أعلم أنه ليس الوقت المناسب ولكن أريد منكِ أن ترافقينا |
evet ama hep meşgul olduğumuzu ve uygun bir zaman olmadığını söylüyoruz ve sürekli geçiştiriyoruz ve tüm eğlenceyi erteliyoruz dolayısıyla kötü şeyler için vaktimiz oluyor. | Open Subtitles | لكننا نقول فحسب أننا منشغلين والآن ليس الوقت المناسب ونفوّت ونفوّت وندفع كل الأمور الممتعة |
- Sana katılırdım da uygun bir zaman olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | عادة لا بد لي من دائما بالفعل ولكن الآن ليس الوقت المناسب. وواجهت الناس من الماء الساخن |
Yanında biri vardı, ben de asılmak için uygun bir zaman olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | -كانت مع هذا الرجل -و أعتقد أنه ليس الوقت المناسب -للتحدث مع هذا المرأه بالذات |
iyi bir zaman olmadığını biliyorum, ama eğer kabul ederlerse, | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس الوقت المناسب لكن(مارشال)يحب أن يمنح فرصة |
Çok da iyi bir zaman olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا ليس الوقت المناسب, |
Bunun uygun bir zaman olmadığını anladık. | Open Subtitles | إننا ندرك أن هذا ليس الوقت المُناسب. |
Neden onunla yüzleşmek için iyi bir zaman olmadığını anladım ama başka seçeneğim var mı? | Open Subtitles | الى متى ؟ ارى الان , لماذا تقولين انه ليس الوقت المناسب لمواجهته . |
Doğru bir zaman olmadığını biliyorum Barry. Son zamanlarda hiç doğru bir zaman olmuyor zaten. | Open Subtitles | انظر (باري)، أعلم أن الوقت غير مناسب مؤخراً لا يكون الوقت مناسب دائماً |