ويكيبيديا

    "bir zamanlar bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ذات مرة
        
    • ذات مره
        
    • ذات مرّة
        
    • يا ما كان في
        
    • ياما كان
        
    • في يوم كانت لي
        
    • في يوم من الأيام كان
        
    Bir zamanlar bir kamyon şoförünün söylediği gibi: "Dünyanın yeni bir merkezi olmuştu, bu merkez de Mary Anne'di." TED كما قال لي ذات مرة سائق شاحنة: قال: "أن العالم أصبح له مركز جديد، وهذا المركز هو ماري آن."
    Bir zamanlar bir oğlu bir kızı olan zengin bir kral varmış. Open Subtitles ... حسناً، ذات مرة كان هناك ملك غني كان لديه ولد وبنت
    Bir zamanlar bir prenses varmış ve bu prensesin bir sürü güzel elbisesi varmış. Open Subtitles ذات مرة كانت هناك أميرة وكان لديها الكثير من الفساتين الجميلة
    - Bir zamanlar bir erkek arkadaşım vardı. - Giy onu. Open Subtitles ـ ذات مره كان عندي حبيب ـ ارتديه
    Bir zamanlar bir ilişkin vardı, aşıktın ama kötü sonuçlandı ve sonuç olarak derinden yaralandın. Open Subtitles لقد كنتَ في علاقة ذات مرّة كنتَ عاشقاً ولكنّه إنتهى بصورة سيئة للغاية وقد جرحتَ بشدّة نتيجة لذلك
    Bir zamanlar bir ülkede. Open Subtitles ".. كان يا ما كان في أرضٍ ما"
    Bir zamanlar bir ayı ailesi varmış... ..anne ayıcık, baba ayıcık... ..ve "bir" bebek ayıcık. Open Subtitles كان ياما كان هناك عائلة من الدببه الدب الأم .. والدب الاب
    Bir zamanlar bir annem vardı. Louis'nin de bir karısı. Open Subtitles في يوم كانت لي ام وكان للويس زوجة
    Bir zamanlar bir aile varmış elf ailesi. Open Subtitles في يوم من الأيام كان هنالك عائلة من الأقزام
    Bir zamanlar bir ressamla çıkıyordum. Open Subtitles لقد خرجت مع رسام ذات مرة كان يعمل طوال الوقت
    Belki öyleydi, ama siz de Bir zamanlar bir fırsat yaratmaya çalışmadınız mı? Open Subtitles ، ربما كانت فكرة سيئة و لكن ألن تحاول أن تغير تفكيرك ذات مرة ؟
    Bir zamanlar bir ailem vardı, ama artık beni ne duyabiliyorlar ne de görebiliyorlar. Open Subtitles ،كنت أملك عائلة ذات مرة لكنهم لا يستطيعون سماعي أو رؤيتي ولكنّك تستطيعين
    Bir zamanlar bir kiz tanirdim. Saf birisiydi. Dünyada islerin nasil yürüdügüyle alakali önemli bir ders almasi gerekiyordu. Open Subtitles عرفتُ ذات مرة فتاة، ساذجة، حصلت على دروسٍ قاسيّة حول كيفية عمل العالم
    Bir zamanlar bir Pakistan'lı vardı ve o çok destekleyiciydi. Open Subtitles كان لدي صديق باكستاني ذات مرة و قد كان مُساند للغاية.
    Bir zamanlar bir şarkı duydum. Mütevazi bir çocuk hakkındaydı. Open Subtitles -لقد سمعت حكاية ذات مرة عن ولد ذو عائلة متوسطة
    Barbara. Bir zamanlar bir Barbara tanımıştım. Open Subtitles باربرا كنت أعرف واحدة أسمها باربرا ذات مرة
    Bir zamanlar bir Dedektif tanımıştım. Tanıdığım en iyi polisti. Open Subtitles كنت أعرف محققًا ذات مرة وكانت أفضل شرطي عرفته على الإطلاق
    Peki, Bir zamanlar bir prenses varmış. Open Subtitles حسناً ، ذات مرة كان هناك أميرة
    Bir zamanlar bir top vardı. Open Subtitles فى ذات مره. . ؟
    Bir zamanlar bir kız kardeşim vardı. Open Subtitles كان لدي اخت ذات مره
    Bunu Bir zamanlar bir mektupta okuduğumu hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر قرائتي ذلك في خطاب ذات مرّة
    Bir zamanlar bir kıza aşıktım. Open Subtitles كنتُ مولعاً بفتاة ذات مرّة
    Bir zamanlar bir ülkede. Open Subtitles ".. كان يا ما كان في أرضٍ ما"
    "Bir zamanlar bir yeri arayan bir genç varmış... Open Subtitles كان ياما كان كان هناك شاب ذهب ليبحث عن مكان
    Bir zamanlar bir annem vardı. Louis'nin de bir karısı. Open Subtitles في يوم كانت لي ام وكان للويس زوجة
    Bir zamanlar bir kümes varmış ama her gece buraya bir tilki gelir ve yumurtaları çalıp, tavukları yermiş. Open Subtitles ...في يوم من الأيام كان هنالك بيت فيه دجاج ...وفي كل ليلة كان الثعلب يذهب اليه ليسرق البيض ويأكل الدجاجات الصغيرات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد