Kevin'den bir sürü şey aldım. Harika bir zevki var, değil mi? | Open Subtitles | إشتريت من كيفن عدة أشياء لديه ذوق, أليس كذلك؟ |
- Babanızın çok güzel bir zevki var. | Open Subtitles | حسناً ، أن والدك لديه ذوق ممتاز كان لديه |
Ve en iyi tarafı sanırım benden gerçekten hoşlanıyor. İyi bir zevki var. | Open Subtitles | والأمر الجيد أنه معجبُ بي- لديه ذوق رفيع- |
Buna memnun oldum çünkü kendisinin mükemmel bir zevki var. | Open Subtitles | وهذا اسعدنى كثيرا, لأن لديها ذوق عالى وراقى |
Ayrıca pasta konusunda mükemmel bir zevki var ve bana bunu getirdi. | Open Subtitles | و أيضاً لديها ذوق ممتاز في الحلويات و التي أحضرت لي منها للتو. |
Lyndsey'nin sıradan bir zevki var, o yüzden muhtemelen yuvarlak kesim ister. | Open Subtitles | أتعلمين لديها ذوق شائع من المحتمل دائرى |
Bu başka bir şey. - George'un harika bir zevki var. | Open Subtitles | جورج" لديه ذوق راقى" |
Taiko'nun kusursuz bir zevki var. | Open Subtitles | (تايكو) لديه ذوق نقي. |
Tanrım, kandının harika bir zevki var. | Open Subtitles | يا إلهي! تلك الفتاة لديها ذوق رفيع |
Bu karım için. Harika bir zevki var. | Open Subtitles | إنها لزوجتي - لديها ذوق رفيع - |
Millicent'ın torununun muhteşem bir zevki var. | Open Subtitles | حفيدة (ميلسنت) لديها ذوق ممتاز. |
Penelope, annenin harika bir zevki var. | Open Subtitles | (بينيلوب) أمك لديها ذوق رفيع |
Millicent'ın torununun pahalı bir zevki var. | Open Subtitles | حفيدة (ميلست) لديها ذوق باهظ. |