| Bu yüzden, deri rengi uyumsal bir özellikten biraz daha fazlası, Güneş çevresinde dolanan bir kaya parçasında yaşayan bizler için | TED | لذلك، البشرة هي أكثر قليلاً من مجرد سمة تكيّف للعيش في كوكب يدور حول الشمس. |
| İkimiz de biliyoruz ki, bundan biraz daha fazlası olacak. | Open Subtitles | كلانا يعرف أن الأمر سيكون أكثر قليلاً من ذلك |
| Aslında bundan biraz daha fazlası var. | Open Subtitles | بالواقع، إنه أكثر قليلاً من ذلك. |
| Sizden tek istediğim eşit ortaklıktan biraz daha fazlası. | Open Subtitles | ...كل ما أطلبه هو أن أكون شريككم بأكثر من النصف |
| Sizden tek istediğim eşit ortaklıktan biraz daha fazlası. | Open Subtitles | كل ما أطلبه هو... ان أكون شريككم بأكثر من النصف. |
| Sanırım aramızda bundan biraz daha fazlası var. | Open Subtitles | أعتقد أن هنالك أكثر قليلًا بيننا من ذلك. |
| Hatta bundan biraz daha fazlası... | Open Subtitles | أكثر قليلاً من هذا |
| İstediğiniz işte bu, biraz daha fazlası! | Open Subtitles | انظر. ذلك الذي تُريدُون ، أكثر قليلاً! |
| Bence bundan biraz daha fazlası gerekiyor. | Open Subtitles | حقًا ؟ أظن أن هناك أكثر قليلًا من هذا |