birbirinizi seviyorsunuz, ve önemli olan da bu. | Open Subtitles | انتما الاثنان تحبان بعضكما البعض ، وهذا هو المهم. |
Siz birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | في علاقاتنا، حسناً؟ أنتما تحبان بعضكما البعض |
Bu birbirinizi seviyorsunuz, birbiriniz için yaratılmışsınız demek. | Open Subtitles | هذا يعني أنكما ما زلتما تحبان بعضكما البعض أنكما خلقتما لبعضكما |
Hadi, birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | هيا انتما تحبانّ بعضكما البعض |
Hadi, birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | هيا انتما تحبانّ بعضكما البعض |
Söylemeye çalıştığım şey şu Eğer ben, siz ikiniz birbirinizi seviyorsunuz diyebiliyorsam gerçekten birbirinizi seviyorsunuzdur. | Open Subtitles | هذا ما على قوله لو أنتما تحبان بعضكما فيجب أن تسامحا بعضكما |
Sen onun oğlusun. birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنت ابنها, أنتما تحبان بعضكما البعض |
Siz birbirinizi seviyorsunuz, unuttunuz mu? | Open Subtitles | أنتما شابان تحبان بعضكما البعض أتذكران؟ |
"Sen ve Audrey kuşkusuz birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | "أنت و"أودري"، تحبان بعضكما البعض بالتأكيد. |
Gerçekten birbirinizi seviyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنتما تحبان بعضكما البعض , أليس كذلك ؟ |
birbirinizi seviyorsunuz. | Open Subtitles | إنكما تحبان بعضكما البعض |
İnsanlar işteki çiftleri koalisyon ya da bir bütün olarak görür, çalışma arkadaşlarınıza aynı kişi olmadığınızı belirtmeye çalışın; birbirinizi seviyorsunuz ama aynı fikirde değilsiniz. | TED | البشر يميلون إلى رؤية الأزواج داخل العمل كتحالف أو وحدة. لذا حاول أن توضح لزملائك في العمل أنكما لستما الشخص نفسه؛ أنتما تحبان بعضكما البعض، لكنكما قد تختلفان. |