Biliyorum. Ama burada çıkmazsak biri ölecek. | Open Subtitles | أعلم، ولكن إذا لم نخرج من هنا فسيموت شخص ما. |
O evde bir kişi var ve önümüzdeki 10 dakika içinde o kişi ölmezse başka biri ölecek. | Open Subtitles | هناك شخص واحد في هذا المنزل وإن لم يمت خلال العشر دقائق القادمة... فسيموت شخص آخر |
Böyle giderse ikimizden biri ölecek. | Open Subtitles | أولاً، إذا نبقى نفعل هذا، أحدنا سيموت. |
biri ölecek. | Open Subtitles | أحدنا سيموت. |
Eğer aynı şekilde sürecekse, bu gece biri ölecek. | Open Subtitles | إن استمرّ الحال هكذا فسيموت أحدهم الليلة |
Bak, Kate vazgeçmeyecek ve bir dahaki karşılaşmalarında ikisinden biri ölecek. | Open Subtitles | إسمع، إنّها لن تتوقف، وفي المرّة القادمة حين يراها، أحدهم سيموت |
Bu gece burada biri ölecek. | Open Subtitles | شخصاً ما سيموت هنا الليلة |
Giysilerini çıkar yoksa bu aptallardan biri ölecek. | Open Subtitles | إخلعى ملابسك اخلعى ملابسك أو سيموت واحد من هؤلاء الأغبياء |
Yani, eğer Harrison'u kurtarırsan, bir şey kesinki onun yerine, bugün başka biri ölecek. | Open Subtitles | إذاً, إذاأنقذتي(هاريسون) فالشئالمؤكدهو ... فسيموت شخص أخر بدلاً منه |
biri ölecek. | Open Subtitles | أحدنا سيموت. |
İki şekilde de, gemiyi tamir etmekle ilgili fikrini değiştirmezsen içlerinden biri ölecek. | Open Subtitles | إن لم تصلح تلك المركبة فسيموت أحدهم. |
Onlardan biri ölecek. | Open Subtitles | أحدهم سيموت |
Bu gece burada biri ölecek. | Open Subtitles | شخصاً ما سيموت هنا الليلة |
Yemeksiz geçirdiğimiz her gün adamlarınızdan biri ölecek! | Open Subtitles | كل يوم نقضيه بلا طعام سيموت واحد من رجالك |
Her 2 saatte bir, içlerinden biri ölecek. | Open Subtitles | لا لا كل ساعتين سيموت واحد منهم |