Pankreatit teorisinin yanlış olduğu daha yeni kanıtlanmış biri için fazla neşelisin. | Open Subtitles | أنت مبتهج جداً بالنسبة لشخص ثبت للتو خطأ نظريته عن التهاب البنكرياس |
Benim düşüncem, onun ekibinde olmayan biri için, fazlaca onun ekibiyle ilgilisin. | Open Subtitles | أعتقد بالنسبة لشخص ليس في فريقه أنت في فريقه لدرجة ملفتة للنظر |
Hapisten yeni çıkmış, temizleme işinde çalışan biri için güzel bir ev. | Open Subtitles | ثقوب جيدة بالنسبة لرجل خرج مؤخراً من السجن ويعمل في واجب داخلي |
Daha tanışmadığın biri için bir dil öğrenmen çok hoş bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن تتعلم لغة كاملة من أجل شخص لم تقابله بعد |
Oda ayrıca, KYV konserindeki şarkıcılardan biri için soyunma odası olarak kullanıyormuş. | Open Subtitles | الغرفة كان يتم إستخدامها أيضًا كغرفة تبديل ملابس لأحد المؤدين في الحفل. |
İnsanların heyecanını uyandıran biri için burası bir yatırım fırsatıydı. | TED | وكانت هذه فرصة استثمارية لشخص ما التي تثير مخيلة الناس. |
biri için para harcamamak demek sağlık hizmetinin reddi anlamına gelir. | Open Subtitles | أَعْني، متى أنت لا تَصْرفُ مالَ على شخص ما، تُنكرُ عنايتَهم، |
Çirkin biri için pek sevimli. | Open Subtitles | ظريف بالنسبة لشخصٍ بشع. بشع بالنسبة لشخص ظريف. |
Burada sadece bir yıldır bulunan biri için çok şey biliyor gibisin. | Open Subtitles | يبدو أنّكِ تعرفين الكثير بالنسبة لشخص مضى على وجوده هنا سنة واحدة |
Cebirden "D" alan biri için hiç de kötü değil. | Open Subtitles | لا بأس بالنسبة لشخص حصل مقبول في الجبر عام التخرُّج. |
Aynı şeyin yalan detektörü olduğunu iddia eden biri için de söylenebileceğine eminim. | Open Subtitles | ولكني متأكداً أنه يمكن قول الشيء نفسه بالنسبة لشخص يدّعي أنه كاشف للكذب |
Güçlü biri için zayıf hissetmek kadar can sıkıcı bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء يبعث على التوتر بالنسبة لشخص قوي أكثر من الشعور بالوهن |
Kodesten yeni çıkmış biri için çok büyük laflar ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتفوه بالكثير بالنسبة لشخص خرج من السجن بكفالة للتو |
Masum olduğunu iddia eden biri için fazla suçlu gibi davranıyor. | Open Subtitles | اتعرف بالنسبة لرجل يدعي انه بريء انه يتصرف بالكثير من الذنب |
Vanek, beni öldürmeyecek biri için ateş etmeyi çok seven arkadaşların var. | Open Subtitles | فانيك ، بالنسبة لرجل لا يريد قتلي يبدو رجالك سعيدين بضغط الزناد |
Bazen uyanıp sana daha çok benzeyen biri için beni terk edeceğinden korkuyorum. | Open Subtitles | أحياناً، أقلق من أنّك قد تستيقظ و تهجرني من أجل شخص يُشبهكَ أكثر |
Çünkü kontrolcü biri olabilirim ama senin kadar özel biri için çaba harcardım. | Open Subtitles | لأنه رغم أني أكون متحكّماً أحياناً، كنت لأحاول العمل على ذلك من أجل شخص مميز مثلك |
Bunun sizin hayatınızdaki biri için ne anlama gelebileceğini düşünün. | TED | فكروا مالذي سيعنيه كل هذا لأحد في حياتك |
Dün gece gelmiş biri için, tatil boyunca çalışan görevlilerle fazla sıkı fıkısın. | Open Subtitles | ودود جدا مع اللاعبين الذين يعملون هنا لشخص ما الذي حصل لتوه. نعم. |
Beni bu şekilde üzemezsiniz. Sevdiğim biri için yas tutuyorum. | Open Subtitles | لا يجب أن تزعجني هكذا، أنا أحزن على شخص أحببته. |
Uzun bir süre evsiz kalan biri için oldukça hoş bir mahalle. | Open Subtitles | حيّ جميل فعلاً بالنسبة لشخصٍ كان لاجئاً لفترة طويلة |
Böyle bir misyonu olan biri için büyük bir hata. | Open Subtitles | حركة غريبة من شخص يعتقد ان هذه المهمة هي خطأ |
Asil bir amaç uğruna ya da... yardımına ihtiyaç duyan biri için dövüşürsen... | Open Subtitles | إذا قاتلتَ لسبيل شيء نبيل أو لأجل شخص يحتاجُ مساعدتك |
Bu, herhangi biri için kafaya yatacak bir rakam değil. | TED | وهو رقم غير منطقي من الناحية العملية بالنسبة لأي شخص. |
Senin istediğin şeyle ilgilenen biri için çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل لدى شخص مهتم بالشئ نفسه الذي تهتمين به |
Annenle konuştum. 12 yıldır ölü olan biri için fena görünmüyordu. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ كانت لي محادثة مع أمك. ليس سيئا تبحث عن شخص الذي كان ميتا لمدة 12 عاما. |
Sizin gibi bir kızın benim gibi biri için böyle birşey yapacağını kim düşünür ki? | Open Subtitles | إذا فكر أي أحد أن فتاة مثلك ستقدم على أي شيء كهذا من أجل رجل مثلي |
Siz öyle olmadığını gösterdiniz. En azından, senin kabiliyetinde biri için. | Open Subtitles | لقد أظهرت أنه ليس سهل حتى على رجل بقدراتك |
Ne yazık ki yoğun bakımdaki biri için ayin yapmam gerekti. | Open Subtitles | للأسف كنت أتلو القداس لأحدهم في العناية المركزة |