Ama birinin hayatını almak kolayca kafandan atabileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | ولكن اخذ حياة شخص ما شيء لا يمكنك دفعه خارج رأسك |
O değerli yadigârları ezik birinin hayatını daha yaşanılır hâle getirmek için yakmadın. | Open Subtitles | لم تقومي بحرق ذكريات عزيزة عليكي لتجعلي حياة شخص فاشل خالية من المشاكل |
Aynı şekilde, küçük bir sevgi gösterisiyle bile birinin hayatını değiştirebilirsiniz. | TED | و بنفس الطريقة، تستطيع أنت تغيير حياة شخص ما بتعبير بسيط من الحب |
Sırf bir gazete ya da site birinin hayatını tehlikeye attı diye. | Open Subtitles | بسبب قيام إما جريدةً أو موقعاً أليكترونيا بوضع حياة أحدهم في خطر |
Bedeli olmadan birinin hayatını mahvedebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل اعتقدتِ بأنه يمكنك تدمير حياة أحدهم والإفلات بذلك؟ |
Zengin birinin hayatını kurtardığında, seni servete boğar. | Open Subtitles | ربما أنت صغير على أن تفهم ذلك ولكن عندما تنقذ حياة رجل ثري فإنه يغرقك في الثراء |
Söz veriyorum, empatiniz ve cesaretiniz birinin hayatını değiştirecek ve hatta dünyayı bile değiştirebilir. | TED | أعدك أن تعاطفك وشجاعتك ستغير حياة شخص آخر وربما ستغير العالم |
birinin hayatını değiştirecek gücün her zaman kendi ellerimizde | TED | فنسينا أن القوة اللازمة لتغيير حياة شخص ما موجودة دائمًا بين أيدينا. |
Dediklerine göre birinin hayatını kurtarırsan, ...onu hep korursun, kendimi güvende hissediyorum. | Open Subtitles | يقولون إن إنقاذك حياة شخص يجعلك مسئولاً عنه بقية حياته هذا يشعرني بالاطمئنان إلى حد ما |
* Bu karanlıktan uzakta * - ...belki de birinin hayatını kurtaracağım. | Open Subtitles | وربمـا أنقذ حياة شخص آخر وربمـا أنقذ حياة شخص آخر |
Hadi, def ol git. Git başka birinin hayatını berbat et. | Open Subtitles | والآن، اخرجي هيّا اذهبي لتدمير حياة شخص آخر |
Sırrımız birinin hayatını kurtarmaktan daha önemli değil. | Open Subtitles | سرنا أبدا أكثر أهمية من إنقاذ حياة شخص ما. |
birinin hayatını kurtarmak için dursaydınız hepiniz ölmüş olacaktınız. | Open Subtitles | إذا توقفتوا لإنقاذ حياة شخص واحد فاعتبروا أنفسكم في تعداد الموتى |
birinin hayatını kurtardım. Ne düşündükleri umurumda değil. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياة شخص ما ولا يهمني ما يعتقده الناس |
Eichmann birinin hayatını sırf iyilik olsun diye bağışlayacak biri değildi. | Open Subtitles | آيشمـان" لم يكن مُهيّاً لإنقاذ حياة" شخص واحد كنتيجة للعُذر الإنساني |
Ama baban ve diğerleri, ne yaptıklarını ve ne yapmadıklarını çok iyi biliyorlardı. Bütün dostlarının bir bir öldüğü bir yerde birinin hayatını kurtarmaya kahramanlık demek zordur. | Open Subtitles | كل اصدقائك ماتوا, من الصعب القول انهم ابطال لانهم انقذوا حياة شخص |
birinin hayatını kurtardığına oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة جداً من أنك أنقذتِ حياة أحدهم |
Biraz önce birinin hayatını kurtardım ve siz buna mı takıldınız? | Open Subtitles | انا أنقذت حياة أحدهم للتو وانتم تركزون على هذا |
Böyle suçlamalar yapmaya başlarsan birinin hayatını mahvedebilirsin. | Open Subtitles | إذا ألقيتِ بالتهم جزافاً هكذا ستدمرين حياة أحدهم |
Üç, birinin hayatını büyük ölçüde değiştirin. | TED | ثالثًا، غيروا حياة أحدهم بشكل ملحوظ. |
Bazı doğu kültürlerinde birinin hayatını kurtardığında ondan sorumlu olduğuna inanılır. | Open Subtitles | في بعض الثقافات الشرقية يؤمنون بأنه إذا أنقذت حياة رجل تصبح مسؤولا عنه |
Kahretsin, Ranjaar'da birinin hayatını kurtarmak düpedüz aptallık. | Open Subtitles | اللعنـة .. يبدو انه من الحماقـة محاولة انقاذ حياة أحد في رانجـار |